Gecenin içimi ısıtan sessizliği ve kulaklığımdan gelen belli belirsiz bir musiki... Ne eksik olabilir ki firar eden bir huzurun geri dönmesi için? Ya da ne fazla olabilir ki?
Yüreğimdeki kederin külfetiyle çökmüş, köşemde büzülmüş oturuyor ve bir taraftan da seni düşlüyorum. Yaşantımın kimi teferruatı geçiyor aklımdan, saatin yol alması hayli huzursuzluk oluştururken bende. Burnumda hoş bir tütsünün arkasından kalan bayıltıcı bir koku beliriyor. Bu kez saate yöneliyor gözlerim: 02.00. uzunca bir müddet ayrılamadığım senli hayallerime veda vakti gelmiş oysaki. Ne yazık ki beni terk etmiyor hayallerim, kurtulamıyorum onların sihrini bana bulaştırmak isteyen ellerinden. Usulca kalkmaya yeltensem de olmuyor, yapamıyorum; belki uyuşan ayağımın verdiği fiziki bir acıdan, belki de senli hayallerin kalbime gömdüğü derin yorgunluktan...
Epeyce bir süre yalnızlığa maruz kalan yüreğim, terketmek istemiyor soyut da olsa bir düşü. Hak veriyorum ona. Kolay değil, biliyorum yaşadıkları. Kafesindeyken bu denli birikmiş ızdırabın, olur vermemek elde mi kalbe? Göz yummak olası mı ha bire değip geçen sensizliğe?
Yeniden saate ilişiyor gözlerim... Ne aceleci davranıyor saniyeler... Açık ara fark atıyor bana dakikalar...
İrkiliyorum. Hakim olamıyorum ya kendime, kimbilir ne cereyan etti de aklımda ürperdim böylesine.
Ne diye müsaade ediyorum sanki senli hayallerin hakimiyetine? Neden feda ediyorum ki vaktimi tümüyle sana? Ah ben... Biliyorum, yine vazgeçemedim senden büsbütün ve öylece bırakıyorum zihnimi senli hayallerin idaresine... Bir sızı ki içimde şuan acılaşan, sönmek nedir bilmiyor. Haykırıyor besbelli ama duyulmak istemiyor. Ah etsem de sana, ne geçer ki elime benim? İşte bunu biliyorum ya susuyorum acısa da içim. Yutsam da dilime gelenleri, bu sefer gözlerimden damlıyorlar. İlle süzülüyor yanaklarımdan her biri. İlla ki incitiyorlar yüreğimi. Ben ise daha iyi öğreniyorum her bir geçen gün ötekinden, çaresizliğin hayat lügatında anlatmak istediğini...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre