İsmi dünyaya nam salmış bir imparatorun hayatının sadece bir kısmını bilmek bile gerçekten çok ibret verici. Hepimizin ismini bildiği fakat kim olduğu hakkında fazla malumatı olmadığı Cengiz Han’ın hayatının sadece bir bölümünü bilmek ve anlamak bana göre çok önemli.
Sıradan bir kabile reisinin oğlu olarak dünyaya gelen Cengiz henüz dokuz yaşında iken babasını kaybetti. Babasının ölümünden sonra hayat Cengiz için tamamen bir trajediye dönüşmüştür. İlk olarak kabilesi küçük bir çocuğun reisliğini kabul etmeyerek Cengiz ve ailesini bozkırda bir başlarına bırakarak terk ettiler. Bir çok insanın bitmesinin veya yıkılmasının başlangıcı olması gerekirken; Cengiz inadına mücade etmeye başladı. Annesinin desteği ile kardeşlerine bakmanın, bozkırda yalnız yaşamanın çarelerini üretti. Belki aç ve bitkin olduğu günler oldu ama hayat mücadelesin ve azminden hiçbir zaman taviz vermedi.
Cengiz için hayat hiç de kolay geçmiyordu. Sıradaki sınavı başlıyordu. Dokuz yaşında iken nişanlandığı Börte ile evlenerek birazcık olsun mutlu olmak istiyordu ama yine olmadı. Bu kez de babasından miras kalan bir düşmanlığın intikamını almak için Cengiz’den eşi Börte’yi kaçırdılar. Cengiz aradan aylar geçtikten sonra baba dostu Tuğrul ve kan kardeşi Camuka’nın yardımları ile Börte’yi kurtardı. Cengiz eşini kurtardığında hamile idi. Belki de Cengiz’in tamamen biteceği nokta burası olması gerekirken O hem Börte’yi hem de karnındaki çocuğunu kabullendi ve kendi çocuğu olarak kabul ettiğini herkese duyurdu.
Sıradaki çilesi ise esir düşmekti. Cengiz’i düşmanları kaçırıp bir kafes içine koyarak hapsettiler. Vahşi bir hayvan gibi kafes içinde teşhir ve hakaretler ederek küçük düşürmeye çalıştılar. Ama Cengiz yılmadı, yıkılmadı, pes etmedi. Dostlarının yardımı ile esaretten kurtuldu. Ve sayıları az da olsa ona inanan kişilerin başına geçerek Hanlık yolunda emin adımlarla yürümeye başladı.
Bu kez de kaderinde dostlarının Onu arkasından vurması vardı. Cengiz’in yükselişini hazmedemeyen eski dostları düşman olup karşısına geçtiler. Cengiz hem baba dostu Tuğrul’u hem de kan kardeşi Camuka’yı alt etmeyi başardı. Zor günlerinde yanında olanlara büyük rütbeler verdi. Kan kardeşi Camuka’yı ihanetine rağmen affedebildi. Bunlar, belki de Cengiz’i Han yapan üstün vasıfları idi.
İşte bir zamanlar sıradan bir kabile reisinin oğlu iken; yaşadığı o kadar zorluklara rağmen imparator oldu. Çocukluğunda köpekten korkan birisi iken; düşmanlarının yüreklerine korku salan, hiçbir şeyden korkmayan Cengiz oldu.
Hayatta her şeyimizi kaybedebiliriz belki ama inançlarımızı ve azmimizi kaybettiğimiz gün her şeyimizi kaybetmiş oluruz. Şimdi Cengiz misali olmak zamanı değil mi?
MÜCADELE, İNANÇ, SABIR ve AZİM …….
Mustafa ATAK 18/02/2013 Ankara
Bu yazıya 9 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre