Somuncu Baba, hem Bursa hem Osmanlı hem de manevi geçmişimiz açısından önde gelen zâtların başında yer almaktadır. 2011 yılının Nisan ayında Bursa'ya yaptığımız gezide, ben daha çok Osmanlı Padişahlarının türbelerini görme heyecanı içerisinde idim. Fakat gezi rehberimizin Ulu camiyi gezerken anlattıkları bir hayli ilgimi çekti. Bende oluşan bu ilginin daha sonra yaptığımız sohbetlerde geziye iştirak eden herkeste uyandığını fark ettim. Gezi için için ilk hedefimiz olan Çanakkale'den ancak gece yarısı Bursa'ya geçebildik. Bir hayli yorucu ve bir o kadarda güzel geçen Çanakkale gezisi ve arkasından uzun süren yolculuk bile Bursa'yı görme ve tanıma isteğimizden bir nebze bir şey eksiltmedi. Bursa gezisinde ilk gördüğümüz yer tabi ki Ulu cami oldu. Sabah namazında Ulu camiye girdiğimizde müthiş sayıda bir cemaat ve yoğun manevi atmosferi bizi karşıladı.
Ulu Cami İnşası, Emir Sultan ve Yıldırım Beyazıt
Cezbedici güzellikteki mimari yapısı, duvarlarındaki levhalar ve rivayetlerde en çok bahsi geçen Hızır As'ın çizdiğine inanılan vav harfi ile üzerimizde müthiş bir etki bırakmıştı. Bu ilk gördüklerimizi kahvaltıdan sonra rehberimizin mükemmel rehberliğinde bilgi ile süslemek gerçekten çok müthiş bir duygu oldu. Yıldırım Beyazıt Niğbolu seferine çıkarken "eğer galip olursam Bursa'ya yirmi kubbeli bir cami yaptıracağım" diye söz verir. Seferi Osmanlının kazanması sonrasında cami yeri için uygun bir yer aranır. Emir Sultan caminin yapılması gereken yeri Padişaha tavsiye eder. Padişahın damadı olan ve devrinin manevi önderlerinden olan Seyyid Emir Sultan hazretlerinin Ulu Cami'nin yapılması için tavsiye ettiği yer ittifakla kabul görür ve beğenilir. Beğenilen bölgede arsası olan bir kadını ilk baştaki itirazları Emir Sultan'ın araya girmesi ile tatlıya bağlanır ve olanca hızıyla caminin inşasına başlanır.
Emir Sultan'ın Somuncu Baba'ya Saygısı
Ulu caminin yapımı devam ederken Yıldırım Beyazıt ve Emir Sultan sık sık çalışmaları kontrol için gelirler. Bu ziyaretlerde Emir Sultan'ın Bursa sokaklarında ekmek satan ve Somuncu Baba ismi ile tanınan kişiye gösterdiği aşırı saygı ve hürmet Padişahın dikkatinden kaçmaz. Emir Sultan'a neden bu kadar aşırı hürmet gösterdiğini sorsa da tatmin edeci bir cevap alamaz. Yıldırım Beyazıt'ın bu konu aklına takılsa da Emir Sultan'a sevgi ve hürmetinden dolayı fazla soru sormaz. Artık çalışmalar tamamlanmış ve Cuma namazında Yıldırım Beyazıt, Emir Sultan, Molla Fenari başta olmak üzere Bursalılar akın edercesine ilk namazda toplanırlar. İşte bu noktada Somuncu Baba hem Padişahı hemde Bursa halkını hayretlere düşürecek bir şekilde karşılarına çıkar.
Somuncu Baba'nın Hutbesi, Emir Sultan ve Yıldırım Beyazıt
Yıldırım Beyazıt, Cuma hutbesini okuması için Emir Sultan'a minberi işaret eder. Emir Sultan saygılı bir şekilde Padişaha cemaatin içerisinde bu konuda kendisinden çok daha ileride birisi olduğunu söyler ve hutbeyi O'nun okuması müsaade izin ister. Emir Sultan müsaade aldıktan sonra Somuncu Baba'dan hutbeyi okumasını rica eder. Cemaatin meraklı bakışları arasında hutbeye doğru yürüyen Somuncu Baba, Emir Sultan'ın yanından geçerken "Neden sırrımı ifşa ettiniz Emirim" diye sorar. Emir Sultan ise "Aramızda sizden ileri birisini görmediğim için bunu yapmak zorunda kaldım"der. Somuncu Baba hutbeye çıkarak Fatiha Suresinin yedi farklı şekilde tefsirini yapar. İlk tefsiri herkes, ikinci tefsiri cemaatin bir kısmı, üçüncü tefsiri ise cemaatin çok az bir kısmı anlar. Üçüncü tefsirden sonrasını ise anlayan olmaz. Bütün cemaat hutbenin etkisi ile hayretler içerisinde kalırlar. Somuncu Babanın hutbesi herkesi derinden etkiler. Tabi ki Yıldırım Beyazıt da etkilenenlerden birisidir.
Namazdan sonra bütün cemaat Somuncu Babanın elini öpmek, duasını almak ister. Cemaatin ısrarlarını kıramayarak üç çıkış kapısından birinin önünde bekler. Bursa halkını hayretlere düşürecek ikinci gelişme de bu merasimde yaşanır. Caminin üç kapısından ayrı ayrı çıkan cemaatin hepside Somuncu Babanın elini öptüğünü söylerler. Üç kapıdan aynı anda çıkan herkesin, Somuncu Baba'yı gördüğünü, elini öpmekle şereflendiğini anlatması ile Bursa'da herkes, O'nu konuşmaya başlar. Artık ahalinin hemen hemen tek sohbet konusu Somuncu Baba olmuştur.
Sırrının ifşa olmasından dolayı son derece rahatsız olan Somuncu Baba Peygamber Efendimizin "Şöhret afettir" hadisine dayanarak Bursa'yı terk etme kararı alır. Bir sabah namazından sonra bir kaç talebesi ile yola çıkar. Şehri terk ettiğini fark eden Molla Fenari hemen yetişip kararından vazgeçirmek için peşinden gider. Somuncu Baba'ya şehrin dışında bir çınar ağacının altında rastlar. Kendisine o kadar ısrar edip, kalması konusunda rica etmesine rağmen Somuncu Baba yolculuğuna devam eder. Sadece Bursa için hayır dua etmekle yetinir.
Somuncu Baba Kimdir?
Gerçek ismi Şeyh Hamidi Veli olan Somuncu Baba Hazretleri geri kalan yaşamında da hem zahiri hemde batıni ilimlerdeki çalışmalarını devam ettirir. Bir çok eser ve talebe yetiştiren Somuncu Baba'nın en meşhur talebesi hiç kuşkusuz Hacı Bayram Veli'dir. Malatya Darende'de olan türbesi, Bursa'daki çilehanesi ve fırını ziyaretçilerin akınına uğramaktadır.
Bize bu bilgileri çok güzel hitabet sanatı ve bütün samimiyeti ile anlatan rehberimizin anlattıklarını diğer kaynaklardan da araştırarak olduğu gibi naklettim. Umarım bu bir kaç satır yazıda kendisini birazcık anlatabilmişimdir. İslam ve devletimiz için çok önemli olan manevi önderlerimizi daha çok anlamak ve tanımak için elimizden gelen gayreti sarf etmedikçe şu anki problemlerimizi aşmamız zor gözüküyor.
Biz ve bizden sonraki nesil de umarım bu konulara ilgi daha çok artar. Kulaktan dolma bilgilerden ziyade kaynak kitaplara da ulaşarak her şeyin en doğrusu öğrenilir...
17/03/2013 Ankara Mustafa Atak
Bu yazıya 3 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre