Salisburyli John... Kendisi ingiliz ve aynı zamanda din adamıdır. Kiliseye çok bağlı bir kişidir. Kilisenin buyruklarına uymayan kişiler hakkında kesin hükümler verir. Kilisenin koymuş olduğu kurallara uymayan Kral ya da Prens dahi olsa bunları TİRAN olarak adlandırarak kitap-ı mukaddes in verdiği yetki ile katlinin yapılması gerektiğini savunuyor.
Tiran kelimesinin anlamını aşağıdaki şekilde ifade etmek mümküdür:
Eski yunan zamanında siyasal gücü zorla ele geçiren ve baskıcı bir sistem uygulayan kişiler.
Salisburyli John'a göre dünyevi ve ruhani iktidar hiç şüphesiz tanrıdır. Tanrı bu iki durumu temsilen yeryüzüne iki adet kılıç göndermiştir. Bunların bir tanesi yani ruhani olanı kiliseye vermiş diğer kılıcı ise, kilise dünyevi işlerle alakalı olduğu için, Kral yada Prenslere vermiştir. Ama ruhani kılıç dünyevi kılıcın üzerindedir. Kilise diğer kılıcı hükümdarla kendisi kan dökücü olamadığı için onlara vermiştir. Bir nevi Kral ya da Prensi cellat görevine getirmiştir. Tiranlığı ise sadece Kral yada Prense atfetmemiştir. Salisburyli John'a göre 3 adet TİRAN var.
Salisburyli John'ın tiran sınıflandırması
- Aile ve İşterinde tiranlaşanlar (Buna küçük tiran diyor)
- Kilise mensuplarının tiranlaşması (kiliseyi her zaman önde tuttuğu için bu konu hakkında bir şey söylemiyor)
- Prens ya da Kralın tiranlaşması (Tiranlaşan Prens ya da Krala karşı yapılacak olan her şey mubahtır)
Sonuç olarak Salisburyli John, kilise yönetimini dünyada Tanrının bir simgesi olarak gördüğü için kiliseye karşı yapılan ya da onlara karşı olan her duruma karşı gelmiş ve kiliseye karşı gelenleri de öldürülmelerinin bir sakınca doğurmayacağını söylemiştir.
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre