Proloterapi, yani hücre ve doku yenileyici anlamına gelen ve hazırlanan solüsyonların vücuda enjekte edilmesi yoluyla genellikle hafif tedavi gerektiren bölgelere yani güçleri azalıp zedelenen tendon ve eklemlere uygulanır. Kısacası yumuşak doku hasarlarının enjeksiyon yardımı ile tedavi edilme şeklidir. Bu bölgelerde oluşan hasarlar sonucunda tedavi alışılagelmişin dışında bir şekilde vücuda uygulandığı yerde iltihaba yol açarak beynin bu bölgelere kan ve besin desteğini artırmasına sebep olarak hastalığın tedavisini sağlar. Amerika’ da 1930 yılından beri uygulanmakta olan tedavi şekli şu an tüm dünya üzerinde kullanılmaktadır. Esas olarak tuz ve şekerle oluşturulan karışım, hasarlı olan kas ve dokuların birleştiği noktalara enjekte edilir ve yukarıda bahsettiğimiz gibi tedavi süreci başlamış olur. Tedavi yaklaşık olarak on gün sürer ve bu süreçte 4-6 kez uygulanır. Vücutta yumuşak dokularda oluşan hasarlar tedavinin uygulanması ve iltihabın vücuda enjekte edilmesinden sonra vücuda yeni bir tehdit olduğu sinyali verilir ve vücut, bu bölgeye gönderilen kan ve besinler yardımıyla hasarı daha kısa sürede gidermeye çalışır.
"Proloterapi"nin Tarihçesi: Tedavi şekli ilk olarak yaklaşık 2000 yıl önce savaşta yaralanan askerlerin omuz bölgelerindeki hasarları gidermek amacıyla kullanan Hipokrat a kadar dayanır. Fakat Hipokrat, tedavinin şimdiki halinden çok farklı olarak tedavinin uygulanacağı yere kızgın demir batırma suretiyle beynin bu bölgeden gelen acı sinyallerine cevap vermesini sağlamaktır. Şimdilerde bu tedavi şekli kronik boyun, bel ağrıları, artritten kaynaklı eklem bozuklukları, fibromiyalaji, hafif spor sakatlıkları, tendon ve bağ yırtılmaları gibi rahatsızlıklarda kullanılmaktadır. Tedavinin maddi olarak ücreti düşük rakamlardır www.drhasandogan.com adresinden fiyatlarımızı inceleyebilirsiniz. Tedavi sürecine başlamadan önce hazırlık evresinde cildin hassasiyetini gidermek için trapikal spreyler kullanılmaktadır. Bu spreyler, dondurucu etkisiyle acıyı bilinç düzeyinde azaltıp bilinç altında acının beyne sinyal göndermesini sağlamaktadır. Böylelikle hasta acıyı duymadan çok hissetmeden tedaviye başlamış olur. Tedavinin riskli olduğu durumlarda mesuliyetin hastaya ait olması için tedavi başlamadan önce bir sözleşme imzalanır. Çünkü tedavi, aslen iğne batırma yöntemi ile gerçekleştiğinden ufak bir yanlışlıktan dolayı iğnenin sinire denk gelmesi durumunda bu tedavi felç gibi sağlık sorunlarına yol açacaktır.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre