34. Osmanlı Padişahı olan 2. Abdulhamid Han Osmanlının en çok tartışılan Padişahlarından birisidir. Kimilerine göre Kızıl Sultan, kimilerine göre de Ulu Hakan Olan 2. Abdulhamid, yaptıkları ile kuşkusuz bugünlere kadar eserlerini ulaştırabilmiş bir Padişahtır.
Son bir kaç yıla kadar anlatılan uydurma tarih içerisinde 2. Abdulhamid'de bir hayli eleştirilip, haksız iftiralara maruz kalmıştır. Necip Fazıl'ın onun hakkında Osmanlı Padişahlarının en büyüğü yakıştırması gayet yerinde bir tespittir. Osmanlı'nın en zor zamanlarında tahta geçen 2. Abdulhamid etkin siyaseti ve sabrı ile yapabileceğinin en iyisini yapmıştır.
[toc]
2. Abdulhamid'in tahta çıkışı
Normal şartlar altında Padişah olması her şeyden öte bir hayaldi. Sultan Abdulaziz'in şehit edilmesinin ardından 5. Murad tahta geçirildi. Ruhsal problemler yaşamasından ötürü üç aylık bir saltanattan sonra Sultan Murad tahttan indirildi. Belki de Abdulhamid Han hiç beklemediği bir dönemde tahta çıkarıldı. Aşılması bir hayli zor olan Devlet meselelerini çözmek yeni Sultana düştü.
Savaş Deği Bürokrasi...
Balkanlarda patlak veren isyanlar ve akabinde Rusya'nın Panslavizm harekatı sonucunda 93 harbi Saltanatının daha ilk yılında çok çetin bir mücadeleye girmesine sebep oldu. Her ne kadar bu savaşta Gazi Osman Paşa ve Ahmet Muhtar Paşalar kahramanlaşsa da Rusya'ya karşı ağır bir yenilgi alındı. Bu savaş Sultana; Devletin yararı için savaştan ziyade etkin bir siyaset uygulamak gerektirdiğini çok acı bir şekilde öğretti. Abdulhamid Han elinde bulunan en büyük gücü yani Halifeliği etkin bir şekilde kullanmaya başladı. Yavuz Sultan Selim'de dahil olmak üzere daha önce hiç bir Padişah Halifeliği bu kadar etkin olarak kullanamamıştı. İngiltere başta olmak üzere zamanın büyük Devletlerini tedirgin edebilecek kadar İslam dünyası üzerinde etkin bir konuma ulaştı.
2. Abdulhamid'in dünya görüşü ve icraatları
Diğer Müslüman Milletler üzerinde bıraktığı tesiri, Osmanlı tebaası üzerinde de aynı başarı ile bırakmıştır. Şaşaalı Dolmabahçe Sarayı yerine gayet mütevazi olan Yıldız Sarayına yerleşmesi, israftan kaçınması ve dindarlığı ile halkın gönlünde de taht kurmayı başarmıştır. Aydınlar tarafından şiddetle eleştirilip yerden yere vurulsa da tam tersi şekilde halk tarafından aşırı bir şekilde sevilmiştir.
Zamanında, Kanuni Esasi, 1. ve 2. Meşrutiyet ilan edildi. Demiryolları İmparatorluğun hemen her yerine ulaştırıldı. Haberleşmede birçok Devletten önce davranılarak telgraf hatları ülkenin her yerine ulaştırıldı. Eğitim alanında yaptığı yatırımlar ve hamleler İmparatorluk tarihinin en üst seviyesinde olmuştur.
Osmanlı'da ilk kız lisesi
Eğitim sistemi tamamen düzenlenerek, ülke genelinde bir çok okul açılmıştır. Osmanlı'nın ilk kız lisesi açılmış,taşralarda öğretmen okulları başta olmak üzere her seviyede okullar açılmış ve eğitimin Anadolu'da yaygınlaşması sağlanmıştır. Ordu bulunan şehirlerde harp okulları kurulmuş ve modern savaş eğitimi alan Subayların yetişmesi sağlanmıştır. Bu okullarda yetişen öğrenciler Anadolu'da Cumhuriyet'i, diğer bölgelerde ise İmparatorluktan ayrılan yeni devletleri kurmuşlardır.
2. Abdulhamid'e darbe!
21 Temmuz 1905 günü uğradığı Yıldız Suikastı kimlerin çıkarlarına ters düştüğünü apaçık göstermektedir. Doğu Anadolu'da bağımsız bir Ermenistan Devleti kurmak isteyen bir komite tarafından gerçekleştirilen bu suikast çok ilginçtir. Padişahın Cuma selamlığından çıkışında patlatılan bomba zamanlamanın tutturulamaması sayesinde Sultana bir zarar verememiştir. Bomba çok ince hesaplar yapılarak hazırlanmış fakat Şeyhülislamın Padişahla bir müddet sohbet etmesi sonucu erken patlatılmıştır. Yirmi altı kişinin öldüğü ve onlarca kişinin yaralandığı saldırıdan kurtulan Padişah, o hengamede saltanat arabasına bizzat kendisi kullanarak Yıldız sarayına doğru hızla uzaklaşmıştır.
31 Mart fedakarlığı
31 Mart vakasında ise kardeşi kardeşe kırdırmamayı tercih ederek tahttan feragat etmeyi uygun bulmuştur. Kendisine sadık bir ordunun ve halkın bulunduğu bir ortamda Harekat Ordusunun olası bir çatışmada imha edileceği gayet açıktır. Maceraperest İttihat ve Terakki yönetiminin kendisinden sonra ülkeyi getirdikleri konuma bakınca Abdulhamid Han'ın ne kadar usta bir Devlet adamı olduğu görülür. Kimi zaman büyük güçlere karşı uyguladığı denge siyaseti ile,kimi zamanda rakiplerini oyalama taktiği ile İmparatorluğun ömrünü bir nebze de olsa uzatmayı başarmıştır.
Mustafa Atak
Bu yazıya 4 yorum yapıldı.
2. Abdulhamid de bu kişiler arasında yer alıyor herhalde. Bir güruh onu inadına severken, başkaları da aynı inatla nefret ediyor. Hele bir de buna "geçmişine sövme merakı" eklenince, işin tadı iyice kaçıyor.
İnşallah geçmişini hakkıyla idrak edenlerden oluruz. Çünkü bugün biz atalarımızın yaptığı iyi şeyleri değil de kötüleri görüp onları nazara veriyorsak, yarın da aynı şeyi torunlarımız bize yapacaktır.
Özellikle bu günlerde hiç bir şeyin ortası kalmadı zaten.Birisinden övgüyle bahsetsen hemen bir ideolojinin yaftasını vuruyorlar.Aynı şekilde eleştirsek yine aynı sorun.
Konu geçmişimiz olunca biraz daha temkinli yaklaşmakta fayda var.Her insan gibi Padişahlarında hatası elbette olmuştur.Mühim olan hakarete varmadan,ötekileşmeden ve ötekileştirmeden bu konuları irdeleyebilmek..
Olumlu katkıların için teşekkür ederim :)
Olumlu yorumlarınız için teşekkür ederim.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre