Çok çabuk değişen bir gündeme sahip bir ülke olarak tanımlayabiliriz Türkiye'yi.
Devlet yetkilileri, parti temsilcileri, medya ve bir takım insanlar açıklamalarıyla kolayca bir anda değiştirebiliyorlar gündemi.
Son olarak dershanelerin kapatılıp özel okul olmaları konusunda açıklama yapıldı. Daha doğrusu MEB'in dershaneler konusunda ki kanun taslağı bir şekilde su yüzüne çıktı ve ortam gerildi.
Ortamın gerilmesinde ki en büyük etkenin Hizmet olarakta adlandırılan Gülen Cemaati olduğunu düşünüyorum. Cemaati kötüleyecek değilim, şimdiye kadar yaptıklarıyla zaten çoğu insanın gönlünde taht kurmuş bir cemaat Gülen Cemaati. Yurt dışında bir çok okula sahip. Türkiye'nin gücünün bir temsilcisi rolünde Yurt dışında.
Yaptıkları küçümsenmeyecek kadar olağanüstü aslında. Yardıma ihtiyacı olan Yurt içinde veya Yurt dışında olan tüm insanlara ulaşma çabasında. Nerede kıtlık,savaş varsa Gülen Cemaati kendini orada gösteriyor ve yardım elini uzatıyor.
Türkçe konusunda da çok dikkatli bir cemaat. Türkçe'nin tanıtımı için yaptığı Türkçe Olimpiyatları kuşkusuz cemaati sevmeyen insanlar tarafından bile alkışlanıyor. Yurt dışında onlarca, yüzlerce , binlerce öğrenciye Türkçe öğretiyor, öğretmekle kalmıyor Türkiye'de Türkçe Olimpiyatı düzenleyerek yaptıklarını millete gösteriyor.
Gel gelelim Dershaneler konusuna
Cemaatin Türkiye'de faaliyet gösteren bir de Dershanesi var. Bu dershane kapatılırsa yardım etme yollarından birinin, hatta en büyüğünün yolunun tıkanacağı konusunda kuşkuları olduğundan kapatılmaması yönünde açıklamalar yapıyorlar.
Fakat bu açıklamalara bakıldığında ne yazık ki üslup çok da hoş değil. Bu üslupla devam ettiklerinden dolayı da Hükümette geri kalmıyor bu üsluba karşı onlarda aynı üslupta cevap veriyorlar. Bakıldığında her iki tarafında gittiği yolun! aynı olduğunu görebiliriz, birbirine uzak olmayan iki yakın komşu gibiler. Aynı çatının altında, aynı yemeği yiyen, suyu içen, birbirine gülen, birbiriyle ağlayan insanlar gibiler.
Ama dershane konusunda ayrı düşseler de, bu üslup hiç hoş değil. İlk başta Cemaatin ortamı germesinden bahsetmiştim fakat her iki taraf da suçlu.
Aslında bu konuda beni en çok üzen tarafın Cemaat'i ömrü boyunca sevmemiş insanları sırf dershane konusunda kapatılmamalı dediler diye televizyonlarına çıkarmalarıydı. Onlarla işbirliği içinde olmalarıydı.
Bundan sonrasında geri adım atmayacağız diyen bir Başbakan var ortada. O da kendilerine yıllarca destek vermiş Cemaate karşı daha alttan alır bir üslup içinde olması lazım. Yıllarca kendilerini destekleyen, hep arkasında Başbakanın dik durması gerektiğini hatırlatan bu Cemaate hoş görülü ve yardım sever tutum sergilemeli. Karşılıklı oturulup bu sorun halledilmeli ve ortak bir yol bulunmalı.
Her ne konuda konuşursak konuşalım, her bir tarafın kendi üslubuna dikkat etmesi gerekli.
Binlerce seveni olan bir topluluk, binlerce seveni olan bir Hükümet.
Saygı, sevgi, hoş görü..
Bunlar biz insanlar için var..
Unutmayalım lütfen..
Bu yazıya 3 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre