Sandık ~ Şiir

Sözüm dara düştü

Sesim yol bulup çıkamadı  geri döndü…

Sözsüz, sessiz

Alıp sakladılar ahşap sandığın içine  belki yüzyıl…

Küf oldu toz oldu her yanım,

Bir sandık dolusu karanlık tüm varla yokum,

Ellerime buzdan yalanlar bıraktılar

Yanık bağrına bas  tembihleriyle süsleyip…

Küçüldükçe insan bedenim; yüreğim sığmadı içime,

Bir yetimlik geldi sonra  daha da ufaldım,

Tüm kuşlar kanatsız kaldı

 

,

Eksildi evren…

Büyüdükçe acının heybeti; çaresizlik geldi öptü alnından.

Mevsimler asırlar sürdü  bu esaret,

Ve kimliksiz bir meczup açtı kapalı sandığı

Düşle gerçek arası bir zamanda.

Bir cümbüştür başladı,

Onca pişmanlık, yanılgı, keşke eni boyu büyümüştüler

Celladıyla göz göze gelmenin can yakıcılığında

Çirkin bir duyumsamayla tahammüle zorlandıkça

Kurudu nehirlerim nefesim yetmedi…

Ormanlar açtı kucağını en kuytusuna sığındım,

Bir zaman kalakaldım devinimsiz belki bir ömür.

Bilge bir sıcaklık yanağımda -ölüm- bitti diyen,

Ne sandık kaldı  ne evren...