Sözüm dara düştü
Sesim yol bulup çıkamadı geri döndü…
Sözsüz, sessiz
Alıp sakladılar ahşap sandığın içine belki yüzyıl…
Küf oldu toz oldu her yanım,
Bir sandık dolusu karanlık tüm varla yokum,
Ellerime buzdan yalanlar bıraktılar
Yanık bağrına bas tembihleriyle süsleyip…
Küçüldükçe insan bedenim; yüreğim sığmadı içime,
Bir yetimlik geldi sonra daha da ufaldım,
Tüm kuşlar kanatsız kaldı
,
Eksildi evren…
Büyüdükçe acının heybeti; çaresizlik geldi öptü alnından.
Mevsimler asırlar sürdü bu esaret,
Ve kimliksiz bir meczup açtı kapalı sandığı
Düşle gerçek arası bir zamanda.
Bir cümbüştür başladı,
Onca pişmanlık, yanılgı, keşke eni boyu büyümüştüler
Celladıyla göz göze gelmenin can yakıcılığında
Çirkin bir duyumsamayla tahammüle zorlandıkça
Kurudu nehirlerim nefesim yetmedi…
Ormanlar açtı kucağını en kuytusuna sığındım,
Bir zaman kalakaldım devinimsiz belki bir ömür.
Bilge bir sıcaklık yanağımda -ölüm- bitti diyen,
Ne sandık kaldı ne evren...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre