eksilen ne çok şey var aslında
dalda yaprak, bilekte kuvvet, gözde fer…
şiirde ahenk eksilir; dizelere kekremsi bir nem sinermiş,
teşbihlerde riya, mecazlarda yalınlık okunurmuş,
edebiyatın adı kalır, sanı kaybolurmuş...
ve geçmiş zaman olur ki
heybeme dolan onca heva, meta
eski bir handa eksik çıkar da
"nerede acep" sorusu cevabını derin bir ahda bulurmuş…
eksilmek var olanın azalması ise
ey can! sendeki bunca gam neden hiç eksilmez?
şebnem düşen seherlerin niye hala güneşsiz?
aşkın sırrına eremeyen bir gönüldür yurt bellediğin,
ırmaklar misali aktığın
heyhat ki boğazında düğümlüdür canan,
bir bedevi susamışlığı yüreğinde kaynayan,
ey can! etme; olma garip!
ıslanan kirpiğinin ah-u zârı dolanır evreni
yağmur olur da düşer vadi diplerine, ağaç kovuklarına,
ummanlara…
vuslat odur ki;
ten tene mümkünü yoktur gönül eremedikçe,
ilim gerçeğini yitirir neyzen neye üfledikçe,
meşk olmaz mey dolmazsa aşkın kadehine
inleme ney! etme feryat
sızın sızımdır ezelden ebede
bırakma avuçlarıma kor ateşleri
yanar yakar kül olurum
ruhum sarsılır da ilmek ilmek çözülürüm.
bil ki var oldukça alemde hakiki beşer
eksilmez inan şu gök kubbede tek bir seda.
ve sakla bağrında bir gün toprak olsam da
sevgiliye adanmış bu nağmeleri.
nihayet sıdkımın tarifi odur ki;
hicrana müptela bu can
iflah olmaz keder deryasında yunmadan
ya rab eksilen ne varsa eksilsin cihanda
yalnız aşk olsun baki kalan ademoğlunda…
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre