Ah ~ Şiir

eksilen ne çok şey var aslında

dalda yaprak, bilekte kuvvet, gözde fer…

şiirde ahenk eksilir; dizelere kekremsi bir nem sinermiş,

teşbihlerde riya, mecazlarda yalınlık okunurmuş,

edebiyatın adı kalır, sanı kaybolurmuş...

ve geçmiş zaman olur ki

heybeme dolan onca heva, meta

eski bir handa eksik çıkar da

"nerede acep" sorusu cevabını derin bir ahda bulurmuş…

eksilmek var olanın azalması ise

ey can! sendeki bunca gam neden hiç eksilmez?

şebnem düşen seherlerin niye hala güneşsiz?

aşkın sırrına eremeyen bir gönüldür yurt bellediğin,

ırmaklar misali aktığın

heyhat ki boğazında düğümlüdür canan,

bir bedevi susamışlığı yüreğinde kaynayan,

ey can! etme; olma garip!

ıslanan kirpiğinin ah-u zârı dolanır evreni

yağmur olur da düşer vadi diplerine, ağaç kovuklarına,

ummanlara…

vuslat odur ki;

ten tene mümkünü yoktur gönül eremedikçe,

ilim gerçeğini yitirir neyzen neye üfledikçe,

meşk olmaz mey dolmazsa aşkın kadehine

inleme ney! etme feryat

sızın sızımdır ezelden ebede

bırakma avuçlarıma kor ateşleri

yanar yakar kül olurum

ruhum sarsılır da ilmek ilmek çözülürüm.

bil ki var oldukça alemde hakiki beşer

eksilmez inan şu gök kubbede tek bir seda.

ve sakla bağrında bir gün toprak olsam da

sevgiliye adanmış bu nağmeleri.

nihayet sıdkımın tarifi odur ki;

hicrana müptela bu can

iflah olmaz keder deryasında yunmadan

ya rab eksilen ne varsa eksilsin cihanda

yalnız aşk olsun baki kalan ademoğlunda…