Elimde; kar beyaz, yumuşacık, şirin bir tavşan var. Üstelik bu tavşan hamile. Bu benim tavşanım ve ona ben bakmalıyım, ona ne kadar iyi bakarsam bebek tavşan da o kadar sağlıklı ve şirin olur. Buraya kadar her şey güzel. İşin kötü tarafı bu tavşandan ayrı bir saniye bile geçirmem yasak. Hatta onu elimden indiremem bile.
İlk zamanlar bu tavşan çok şirin falan olduğu için şikayetim yoktu. Ama zaman geçtikçe işler değişti. Hamile olduğu için gün geçtikçe ağırlaşıyordu bir kere. Onu her gün düzenli olarak beslemem ve ilgi göstermem gerekiyordu. En kötü yanı da artık insanlarla doğru düzgün konuşamamamdı. Evet doğru bildiniz, tavşan yüzünden! O kadar şirindi ki insanlar benimle konuşmak yerine onunla ilgileniyorlardı. Olur da benimle konuşmaya tenezzül ederlerse tavşan hakkında sorular sorup duruyorlardı. Yok kaç yaşında, yok bebek ne zaman geliyor, yok iyi bakıyor muymuşum...
Daha da kötüsü onlar bu soruları sorarken tavşanda bir yandan elime pisliyordu. O küçük bebeğe ihtiyacım olmasa tavşandan çoktan kurtulmuştum. Bebeğe ihtiyacım var çünkü o bebek ne kadar sağlıklı, iyi ve şirin olursa o kadar fazla fiyata satabilirdim. Bebeğin iyi olması için de anneye bakmak gerekiyordu. Şimdi çoğunuz tek işimin o lanet tavşana bakmak olduğu için ne kadar zor olabilir diyorsunuzdur belki de. Ama bakın ne diyeceğim: S*kt*r*n ordan! Siz ne anlarsınız ki! Tek işim bu diye başka şeyler yapmak istemeyeceğim anlamına gelmez bu. Ayrıca Jack Kerouac ne demiş: "...İnsanın en azından şarap ve şiire ihtiyacı var!" Benim de var efendim. Okuyacak kitaplarla dolu bir listem var ve aynı liste film ve yabancı diziler için de var. Ama bunları yapmak için zamana ihtiyacım var ve ben zamanımı bu aptal tavşana bakmakla geçiriyorum.
Bekle diyorlar hep. Bebek doğup parayı alınca istediğini yaparsın, şimdi sadece biraz sabret. Sabrınız da siz de s*kt*r olup gidin! Kimse bana geleceği garanti edemez. Garanti edilebilen 2 şey vardır:geçmiş ve şimdi.
şimdi ve geleceğin takası...
Geçmiş, pişmanlık duymak ve ders almaktan başka bir işe yaramaz. Ama şimdi: yaşamak içindir. Ve siz benden varlığından emin olduğum şimdiyi, garanti edilemeyen gelecek için heba etmemi istiyorsunuz! Tamam tavşanı bir köşeye atıp ölüme terkediyim demiyorum(istemediğimden değil ama) sadece en azından biraz zaman istiyorum.
Tüm zamanımı onunla geçirirsem ve yavru doğmadan ölürsem n'olucak? Bunun hesabını kim vericek? Sizler mi, Tanrı mı, tavşan mı, yoksa yine ihale bana mı kalacak? Sabahlarımı alın mesela ve tüm geceyi bana verin. Bırakın gece istediğim gibi yaşayayım ve istediğimi yapayım, ÖZGÜRCE. Çok mu şey istiyorum sizden? Siz benim uyanık kaldığım her dakikada tavşanla ilgilenmem gerektiğini söylüyorsunuz ama yazdıklarımı buraya kadar okudunuz.
çok şey mi istiyorum?
Şimdi dürüstçe söyleyin bana kalbinizden geçenleri, çok mu şey istiyorum ha? Sadece biraz anlayış ve biraz zaman. İnanın siz isteseydiniz bunları benden ben size istediğinizi verirdim. Ama siz ikiyüzlü pislikler kendi iyi ya da kötü yargılarınızla beni sınamaya çalışıyorsunuz sadece. Sözleriniz ve gözlerinizle. S*kt*r*n gidin umurumda değilsiniz hiçbiriniz! Bu tavşana hala bakıyor olmamın tek nedeni bu benim tavşanım! Doğacak yavru da benim olacak ve ondan gelecek para da. Bu parayla hayallerimi gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaşacağım.
Siz istiyorsunuz diye bakmıyorum yani. Siz bana emirler yağdırırken ben içimden şarkı söylüyorum, siz bana o yargılayıcı gözlerinizle bakarken ben hayaller kuruyorum ve size cevap vermem gerektiğinde tamam diyorum ama aslında ben canım ne isterse onu yapıyorum! Sizi kınamıyorum; ben sizler gibi değilim. Benim iyiliğimi düşündüğünüz bahanesiyle kendinizi avutuyorsunuz ama umurunuzda olan tek şey beni kendi iyilik sınırlarınızın içine sokmak ve beni oraya hapsetmek. Bu şekilde mutlu olacağımı filan sanıyorsunuz heralde ama kendinize dönüp bakın bi. Öz eleştiri yapın lütfen. Mutlu muyum diye sorun. İstediklerimi yaptım mı, hayallerimi gerçekleştirdim mi diye sorun. Hadi sorun. Korkmayın demeyeceğim çünkü bu sorunun cevabı çoğunuz için gerçekten çok korkunç. Cevabınız, tahmin ettiğim gibi, HAYIR! Çünkü siz de sizden öncekilere boyun eğdiniz ve şimdi de bana boyun eğdirmeye çalışıyorsunuz.
korkaksınız!
Boyun eğmenizin sebebi şartlar, aile baskısı falan değil. Çünkü siz korkaksınııııızzzzz! ve evet insanları yargılamaktan çekinen, her görüşe saygı duyan ben; size korkaksınız diyorum hiç kusura bakmayın çünkü öylesiniz. Sistemin uşakları olmuşsunuz. Hepiniz büyümüş, evlenmiş, çocuk sahibi olmuşsunuz ve yaşlanıp emekli olup, torun bakıp öleceksiniz. Ne b*ktan bir hayat! Hayalleriniz böyle değildi muhtemelen. Hayalleriniz böyleyse daha da yazık size! Ama eğer böyle değilse; dönüp bakın bi arkanıza neler yapmışsınız, hangilerini gerçekten isteyerek yapmışsınız ve hangilerini yaparken çok zevk almışsınız? Kaç kez özgür olmuşsunuz ve kaç kez aylak aylak, hiçbir şey düşünmeden sokaklarda dolaşmışsınız? Kaç kez deli cesaretiyle bir şey yapıp sonuçlarını s*kt*r etmişsiniz? ve şimdi çok mu derdiniz var, olur tabii. Oh olsun size. Sınırlar içinde yaşayan insanların böyle sorunları olur işte.
herkesin özgür olma şansı vardır
Halbuki hepinizin şansı vardı. Kaçıp özgür olma şansı hepinize verildi ama siz ne yaptınız? Görmezden geldiniz bu şansı. Çünkü korktunuz. İncinmekten korktunuz. Güvenli yolu seçtiniz ya da seçmeye zorlandınız. Aferin size iyi b*k yediniz. Bakın şimdi kendi korkaklığınız yüzünden ne kadar zavallısınız? ve maalesef sizler için çok geç olabilir ama benim için belki çok az daha zaman var. Merak etmeyin tavşanı öldürmeyeceğim. Zaten o da 3 gün sonra doğurucak. Yavru tavşana biçilen fiyat da 1 haftaya belli olur. Ona göre durumdan haberdar ederim sizi. Ama o zamana kadar bir ölürsem var ya...!
Özgür olun!
Neyse ben sizin canınızı daha fazla sıkmayayım ve söylediklerim için hepinizden özür dilerim. Ama yazdıklarımı gerçekten bir düşünün ve kendinize çeki düzen verin. Sizin düşündüğünüz düzen değil aman ha yanlış anlaşılmasın yani mutlu olun diyorum. Özgür olun diyorum. Kendi seçimlerinizi kendiniz yapın ve sonuçlarını umursamayın diyorum. Bunu yapmanız için size yalvarıyorum. Ama artık düzeninizi bozamayacak kadar sorumlu biriyseniz en azından geceleri hemen uyumayın, alın elinize bir kitap okuyun. Ama kitabı zevk için okuyun. Şu gün bitirmem gerek, bugün şu kadar sayfa okumam gerek gibi saçma sapan kalıplara sokmayın bu kitap zevkinizi. Açın kitabı ve yazarla çok hoş bir muhabbete başlayın. Hep yazar konuşacak değil ya siz de karşılık verin ona bırakın kitaba karşı konuşan deli olsun lakabınız. Siz yeter ki hayatınıza zevk verecek küçük şeyler yapın. Ve bunları sakın ben diyorum diye yapmayın kendi seçimleriniz olduğu için yapın. Seçimler çok önemlidir. Bu kadar ukalalık ettikten sonra umarım ben de korkak olmam ve istediklerimi yapabilirim, umarım hayallerimi gerçekleştirebilirim. Olmazsa da şunu biliyorum ki; kimse beni hayattan aldığım küçük zevklerden mahrum edemez, dünyanın en şirin tavşanı olsa bile!
Önümüzde ki üniversite sınavına gireceğim ve onu bir hayvana benzeterek duygularımı yazdım ama insanlık hakkında ki düşüncelerim de yer alıyor. Umarım keyif alırsınız ve sizi düşündürebilirim.
A. O.
Bu yazıya 3 yorum yapıldı.
Sınavınızda başarılar dilerim. İnşallah aradığınızı bulursunuz =)
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre