Bazı gece vardır kapanmaz gözlerin. Yalnızlık rahat bırakmaz bazen, yakar içini, darmaduman eder. Öyle geceler vardır ki sabah olmaz bazen, güneş doğmaz. Aslında doğar ama sen varmazsın farkına. Bilirsin çünkü senin için doğmuyor o güneş, bulutlar senin için ağlamadı hiç şimdiye kadar. Damla damla yağmur yağmadı üzerine, işlemedi hiç taa içine. Sen hiç gökyüzüyle konuşmadın daha önce, açılmadı penceren güne, çiçekler açmadı balkonunda, bir film izlemedin yalnızlığa dair, hatırlatmadın kendine. Oysaki yalnızlık seni hiç yalnız bırakmadı, hep yanındaydı şimdiye kadar. Eksikliğini hissettirmedi sana, hissettirmedi ama sen hep hissettin kendi eksikliğini. Yalnızlık kemirirken içini günden güne biraz daha duruldu yorgun vücudun. Ağlamadın hiç, gözünden yaş gelmedi belkide. Kimsenin arkasından bakmadın şimdiye kadar. Gururluydun çünkü, bakamazdın. Yalnız ve gururluydun. Öyle gururluydun ki yalnızlık bile terk edemedi seni. Bırakıp da gidemedi. Herkesin yaptığını birtek o yapamadı.
Gece yarısı oldu, uyuyamadın yine. Çünkü her yattığında yatağa yanındaki boş yastığa çarptı gözün. Yaktı içini küçücük yastık. Boş olan tek şey yastık değildi çünkü. Omzundaki başın eksikliği burktu yine yüreğinin orta yerini. Sıkıştırdı kalbini. Gün doğuyordu artık yavaş yavaş. Uykusuz ve bitkin vücudunu kaldırdın ayağı. İçinden gelmese bile yürüdün. Çıktın balkona ve bir sigara yaktın. Hep yapardın çünkü bunu, hep yakardın o zıkkımı kahvaltıdan bile önce. Onu severdin çünkü, içine işlerdi, yüreğine dokunurdu adeta. Ben de burdayım derdi sana, için rahat olsun derdi. Kimse yoksa ben varım.
Evinin duvarlarına baktın başını çevirip, herbirinde ayrı ayrı dertlerin vardı çünkü. Cevap veremezdi ama iyi bir dinleyiciydi duvarlar. Hiç olmazsa dinlerdi seni, yani en azından sen öyle umut ederdin. Boştu evinin her tarafı içi, dışı. Kullanılmamaktan pırıl pırıldı evinin kapı zili. Kapıyı açıp girdiğinde içeri yalnızlık kucaklıyordu seni, sarıyordu içini. Evinin her odası buram buram yalnızlık kokuyordu sanki.
İşte böyle bir yalnızlık içinde sevmiştim seni. Hergün böyle beklemiştim bana gelmeni. Doldur diye yatağımdaki o boş yastığı. Omzuma yasla diye başını ve öyle kal diye saatlerce. Bıraktır bana sigarayı. Duvarların yerini al ve gel dinle derdimi. Dermanı sen ol içimdeki kapanmaz yaranın. Gel kucakla beni, sar bedenimi. Gökyüzüm sen ol, bulutum, yağmurum sen ol. Olamıyorsun demi? Gelemiyorsun, biliyorum. Yaşarken fark etmiyor insan ama öldüğünde anlıyor. Benim yalnızlığım aslında sendin.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre