Ey Farklı Kadın..

Biliyorum seni.

Kalabalık bir insan topluluğu içinde yalnız, anlaşılmaz, dalgın, farklı duransın sen. Dalgın gözlerinden ruhunun aktığını, insanların birçoğunu sevemediğini, sevmek için var olan sebeplerin de o insanlar tarafından yok edildiğini, civarda kimseler yokken daha huzurlu olduğunu ve daha rahat nefes alıp verdiğini, özlemini çektiğin gerçek tebessümü bir başınayken anılarından izlerle yakaladığını, ruhunda yer eden her bir yaşanmışlık anının öteki insanların geçmişinden çok daha derin izler bıraktığını, yalnızlığına paha biçemediğini, insan katamadığını, onu başkalaştıramadığını, uzakları özlediğini, özlemlerinde sonu gelmez tebessümler olduğunu ve avuçlarında kavradığın sırrın ‘umutlar’ olduğunu biliyorum.

Şimdilerde tebessüme dair arayışlarında vardığın kifayeti güç mutsuz sonlar, attığın her adımda baharı sana daha da uzak kılmakta biliyorum. Yaşantına ve aklının kıvrım kıvrım akıntılarına işlenmiş bir boşluk var boşluklarla doldurduğun. Hatırlamamayı suç olarak addettiğin simâlar yitiriyor önemini ve yokoluveriyor belleğinde. Ki sen benliğinde var olan her bir alışkanlığı öldürüyorsun bu boşluk dolu bomboş anlarda..

Yürüyorsun yine de, sana bıkkınlık ve hissizliği aşılayan mesnetsiz yollarda. Biliyorum kırılgan deyişlerin var senin dilinin ucunda kırılmaya hazır ve bedenin birden taşımakta zorlandığın bir kıyafet oluveriyor ruhunda boylu boyunca.. Fakat yürüyorsun yine de, nereye olduğunu bilmeden ve karmaşık anlarını huzur içinde öğütemeden yürüyorsun ve sen de biliyorsun ki;

Tebessüm uzak değil..