Mostar Ve Kültürler Arası Geçişin Köprüsü...
Mostar gelenekleriyle, kucak açtığı kültürlerle, gözleri şenlendiren yemyeşil Neretvasıyla bugün hala dipdiri, capcanlı bir şekilde sayısız turiste ev sahipliği yapıyor. Mostar Köprüsü'nün tarihteki ayrıcalığı eskiliğinden, güzelliğinden, hoşgörüsünden, adına yazılan türkülerden şiirlerden, mühendislik harikası mimari estetiğinden ve tarihin gerilerinde kalmış Yugoslavya'nın en önemli sembollerinden biri oluşundan geliyor.
Neretva nehrinin kıyısında uzanan Mostar, BosnaHersek Cumhuriyeti'nin Hersek bölgesindedir ve ülkenin dördüncü büyük şehridir. Şehre adını veren Mostar Köprüsü, Mimar Sinan'ın öğrencilerinden olan Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında inşa edilmiş. 'Mostar' adının asıl kaynağı ise, Osmanlı zamanında nehir üzerindeki köprülerden sorumlu görevlilere verilen, 'köprü bekçisi' anlamına gelen 'mostari' sözcüğü... Neretva'nın meşhur turkuaz yeşiliyle birleşip büyüleyici tablolar sunan Mostar Köprüsü'nün öyküsü, ne yazık ki kendisi kadar güzel ve hayranlık uyandırıcı değil. Yüzyıllar boyunca bulunduğu coğrafyada; doğu ile batı, eski ile yeni arasındaki bağlantının sembolü olmuş Mostar Köprüsü... Birbirinden farklı kültürleri birarada yaşatan, kültürlerarası geçişlerin adımlarını ezberleyen tarihi bir tanık... Mostar şehrinin etnik yapı sının değiştiği Bosna iç savaşı sırasında Mostar Köprüsü de payına düşen kötülüklerden nasibini aldı. Köprüye ilk saldırı 1992'de Bosnalı Sırplar tarafından yapıldı. 1993'te ise Hırvat tanklarının köprüye büyük zararlar veren saldırıları başladı. Aynı yılın Kasım ayında Mostar Köprüsü, tarihi taşlarına uzanan ellerin öldürücü darbesini alarak Neretva sularına gömüldü. "Bugün duyduğun haberler sana utanç veriyor olabilir" diyen Bulutsuzluk Özlemi'yle tek nefes olduk ve 93 Kasım'ının o korkunç haberinden utanç duyduk.
Tarihi boyunca Bosna'daki dini hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin sembolü olmuş Mostar Köprüsü'nün yıkılışıyla Mostar'daki çokuluslu miras da bir anlamda reddedilmiş oluyordu. Şehrin Müslüman ve Hırvat kesimi arasındaki bağlantının yokoluşu, birlikte yaşanan onca zamanın üzerine katı bir çizgi çekiyordu.
Savaştan sonra, Mostar Köprüsü'nün yerine İngilizler tarafından geçici bir demir köprü yapıldı. Bu köprü bir süre, Mostar civarında Neretva'nın iki yakasını kavuşturan tek geçiş noktası oldu. ABD, Türkiye, Hollanda, İtalya ve Hırvatistan'ın girişimleriyle, yıkılan Mostar Köprüsü'nün yeniden inşası kararlaştırıldı. Yeniden inşa çalışmaları UNESCO ve Dünya Bankası'nın desteğiyle 1997'de başladı. Yapım, Türk inşaat firması Er-Bu tarafı ndan gerçekleştirildi. Macaristan'dan gelen dalgıçlar, Neretva sularında eski köprünün taşlarını buldular ve taşların vinçlerle çıkarılmasını sağladılar. Yeni köprünün inşasında orijinal modele sadık kalınmaya çalışıldı. Yeni Mostar Köprüsü, 23 Temmuz 2004'te, Türkiye'den de temsilcilerin bulunduğu uluslararası bir törenle açıldı. Köprünün açılışını Prens Charles gerçekleştirdi. On bir yıl önce Mostar Köprüsü'nün yerlebir oluşunu seyreden dünya, bu kez mutlu ve görkemli bir güne tanıklık ediyordu. Mostar Köprüsü ve tarihi Mostar şehri 2005 yılında UNESCO'nun Dünya Kültürel Miras listesine alındı. Dillere destan sayısız aşka kucak açmış eski Mostar Köprüsü için yazılmış sevdalinkaların (Balkan aşk türkülerinin) en tanınmışı Hırvat şair Alexander Santic'e ait... Mostar'ın karşı yakasından Müslüman kızı Emina'ya aşık olan Santic Hıristiyan olduğu için sevdiğine kavuşamıyormuş. İmkansız aşkı Santic'e, Mostar'ın en meşhur sevdalinkasını yazdırmış. Mostar'da bugün Santic Caddesi olarak bilinen nokta, savaş zamanında Hırvat ve Boşnak güçleri arasında yaşanan en şiddetli çatışmalara sahne olmuş. Santic ve Emina'nın aşkını yüzyıllar bile rahat bırakmamış. Mostar Köprüsü'nün aşıklara armağan ettiği bir diğer gelenek de, sevdiği kıza cesaretini kanıtlamak isteyen genç erkeklerin kendilerini, 24 metre yüksekliğindeki köprüden Neretva sularına bırakmalarıymış. Eskiden babalar, kızlarıyla evlenmek isteyen erkeklere köprüden atlamalarını şart koşarmış. Köprüden atlamayana kız verilmezmiş. Mostar Köprüsü bugün de sporcular tarafından turistlere seyirlik bir atlama platformu olarak kullanılıyor. Mostar gelenekleriyle, kucak açtığı kültürlerle, gözleri şenlendiren yemyeşil Neretvasıyla bugün hala dipdiri, capcanlı bir şekilde sayısız turiste evsahipliği yapıyor. Mostar Köprüsü'nün tarihteki ayrı calığı eskiliğinden, güzelliğinden, hoşgörüsünden, adına yazılan türkülerden şiirlerden, mühendislik harikası mimari estetiğinden ve tarihin gerilerinde kalmış Yugoslavya'nın en önemli sembollerinden biri oluşundan geliyor.
Bosna'nın Nobel ödüllü ünlü yazarı İvo Andric 'Mostar'da bir gece geçirdiğinizde sabah olunca sizi uyandıran ses değil, ışıktır' der. 'Mostar'a ilk vardığımda beni bu ışık karşıladı, sabahtan akşama kadar takip etti ve oradan ayrıldıktan çok sonraları bile, Mostar'la ilgili anılarımın en başında bu ışık hüzmesi geliyordu.' Başına ne gelmiş olursa olsun yaşamaya mecbursun Mostar... Yıkılışını gördüğünde ailelerinden birini kaybetmişçesine üzüntüye boğulan Mostarlılar için, taşıdığın kültürel değerler için...2005 yılında kaybettiğim ve yüreğim kaldırmadığı için boş evine ancak iki sene sonra gidebildiğim babaannemin duvarında senin resmini bulduğum için...Yaşamaya ve yaşatmaya mecbursun...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre