Hava serin bugün, saçlarını dağıtan rüzgarlar esmekte, ellerin esen rüzgarı durdurma niyetinde. Gözlerin akan yaşlarını durdurmak için direnmekte..
Bugün senin doğduğun gün. Kendini bilmeye, çözmeye, gerçekleri öğrenmeye çalıştığın gün. Düşlerin kırık bir pencere, eşiğinde hayallerine bakan bir çocuk ve sen. Bir ağaç dalı kadar dolu dolusun mevsimin gelince. Ancak bu rüzgarlar var ya... Bilirsin, durdurmaya çalıştığın rüzgarlar; seni yapraklarından ayıran ve yalnız bırakan... Buna engel olamazsın biliyorsun. Ellerin gözlerini kapatmakta, yüzün yaşlarından utanmakta, damlalar süzülmekte, gece soğukta geçirdiğin öfke nöbetinde, gündüz yalnızlık dolu gözbebeklerinde... Yarım adımlarla yürüdün geleceğine. Yıllar geçti de yine de yakasından tutup, öfkeni kusamadın. Ve yağmur, içine işlemekte.
Zor günlerin var geçirdiğin. Zaman seni ardında bırakmakta. Yüreğin demir yığını,vücudun ağırlığını taşıyamamakta. Dizlerinin bağı çözülmek üzere. Geçmişin geleceğinin önüne geçmekte. Bilirsin geçmişi unutmalı insan eğer bir geleceği olsun istiyorsa. Aklın geçmişinde takılı kalmakta. Gönlün eski defterler arasında kuruyan bir gül ve sen; yalnızlığın dibine batmış bir inci.
Binlerce kez acıyarak baktılar sana ve sen aldırmadın. Halbuki biliyordun geçmişi ne geri getirebilir ne de aynı anı yaşayabilirdin. İnatla geçmişinde asılı kaldın bir idam mahkumu gibi. Sonunu getirdin kendi geleceğinin, hayallerinin, umutlarının, planlarının ve belki gelecekteki çocuğunun, eşinin, dostlarının, ailenin ve tahmin edemediğin birçok şeyin. Sen de insansın bırak zaman istediği gibi aksın. Sen zamana göre oyna oyununu ki kimse bozmasın. Sen bile...
Geçmiş bir sandıkta kapalı kalan tozlu bir kitap. Açma sayfalarını ki yüreğin olmasın harap. İçi çürük bir elma gibi olmak istemiyorsan öyle renksiz, tatsız ve acı; bırak bütün düşüncelerini ki zaman istediği gibi şekillendirsin onları. Yağmur her mevsiminde tekrar yağsın, rüzgar enine boyuna sarsın seni ve saçlarını dağıtsın. Hayat akıp gidecek, sen çek ellerini üstünden. Bırak gözyaşların aksın zamanla, yerini gülümsemeler alacak. Geçmiş düşlerini harcamasın. Bir yol ol kendi kendine ki kimse adım atmasın. Yüreğin yangın yeri gibi olsa da, zaman gelecek için serinleyecek, ruhun huzurla dolacak.
Geçmiş her zaman geleceğinin peşindedir ancak etrafına bak. Hiç kimse geçmişe asılı kalıp yaşayamıyor. Yaşayamaz, yaşamak istemez. Çünkü insanoğlu hep mutlu olmayı amaçlar. Ağlar, belki bir yanı sızlar ancak sonunda hep gülmek ister. Ve hep derler bilirsin:''Vardır bunda bir hayır''
Vardır elbet göreceksin. Zaman seni tamamlayacak; kendini tanıman için fırsat verecek. Hayalsiz olmaz. Hayalle de olmaz. Geçmişi unutamazsın evet ancak gölgeni kovalayan geçmişin olmasın. Kararlarını verirken geçmişin sana engel olmasın. Herkesin terkedip gittiği bir dünyada yaşamanın ve hayatta kalmanın tek yolu budur.
Ve sadece kendini terketmez insanoğlu. Çünkü tüm dünya aslında onun için vardır. Kendini oyalama artık ve unutma ki o rüzgar ki senin yapraklarını döken, seni yalnız bırakan... Gün olacak tekrar yapraklarınla dolacaksın. Mevsim herzaman kış değil sana. Geçmişinde kalma ki nice baharlar kalsın sana, nice yaz yağmurları damlasın yüreğine ve nice güzel ağaçlar, güzel insanlar gelsin aklına..
Geleceğin geçmişinin aynasıdır bunu hiçbir zaman unutma.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre