Düşüncelerimizin ardında iyi bir kişilik olduğunu düşünürüz her vakit. Sandığımız her şeyin gerçeklerle bağdaşmadığını bilmeliyiz. Ardını araladığımız fikirlerimizin ne kadar tutarlı olduğu bu bağlamda cevabını bekleyen bir soru gibi dönüp durur her daim.

Boşluğunuzda hiç kendi kendinize soru sormayı denediniz mi? Bunun aksini yaptıysanız hayatınızda bazı değişiklikleri yapma vaktiniz geldi demektir. İnsanlar kendi kendine konuşmanın “delilik” olabileceğini düşünür ve bunu çevresine bu şekilde yaymaya devam eder. Oysa ki durumun yalın hali sandığınızdan da farklı gerçekleri barındırıyor bünyesinde. Aslında değişiklik yapmanız gereken mevzu tam olarakta bu. İçinizdeki diğer varlıkla konuşmanız size kendinizi sorgulama şansı vereceğinden, gerçekleri daha farklı ve renkli açılardan görebilme fırsatını verecektir. Sandığınızın da ötesinde hayallerinizi, fikirlerinizi, yaşadığınız o anı harmanlayabileceğiniz ender vakitlerden biridir. İnsanlar sizi garipseyebilir. Bundan dolayı bir suçluluk duymayın, çünkü siz o an kişilerin bir adım önüne geçmiş oluyorsunuz. Buna devam edin.

Herşeyde olduğu gibi “bireysel terapi”ninde bazı aşamaları taşıdığını belirtmem gerek ama kendinizi fazla sıkmayın, zira o kadarda zor değil.

İşin başında aynanın karşısına geçin ve kendinizi baştan aşağı bir süzün. Bunun ardından planlarınızı veya sorunlarınızı ayna karşısındaki benliğinizle tartışmaya çalışın. (Elbette ki bunu tek başınıza kaldığınız bir vakit yapın ama yapmaktan çekinmeyin.) Kendinize korkusuzca ve dürüstçe sorular sormaya başlayın.

Gerekiyorsa kavga edin. “Bunlar biraz saçma değil mi?” dediğinizi işitir gibiyim. Hayatınızda bir farklılık yarattığınızın farkında olduğunuzu unutmamanız gerektiğini cevap olarak verebilirim size sanırım.

Yaptığınız bu olay, kendinizi daha iyi ve doğru tanımanızı sağlar. Kaybedecek hiçbir şeyinizin olmadığı gibi kazanacağınız birçok şeyin olacağınıda bir kenara not etmeyi unutmayın.

Mutlu ve güzel bir yaşam dileklerimle sizi kendinizle tartışmaya davet ediyorum. Sağlıcakla kalın.