Dünyada milyarlarca tipte, değişik fikirlere sahip insan vardır ve hepsi yaşamın temel amaçlarından biri olan hayatta kalmanın mücadelesine girerler. Karakterlerini temsil ettikleri bedenlerin nelere bağlı kaldığını veya kalması gerektiğini bazen bilemezler. İşte söz konusu insan olunca aklımızın da nelere odaklanması gerektiği bazen muamma bir durum haline gelebiliyor.
Bu yazıda kazanmanız gereken savaşları nasıl kazanabileceğinizi, kaybettiklerinizden de nasıl dersler çıkarmanız gerektiğinden bahsedeceğim.
Günümüz şartlarında maddiyat kadar mücadele isteğide bir hayali gerçekleştirmede çok büyük bir öneme sahiptir. İletişim içindeki her birey bu isteğini dille yansıtmaktan çok karakterinin baskın tavırlarıyla söküp alması gerektiğini bilmelidir. Hepimiz Apple'ın nasıl kurulduğunu az çok biliriz sanırım. Hayal etmek, karar vermek uçsuz bucaksız bir okyanustur. Korkusuzca rotanızı belirlemelisiniz. Bunların birleştiği ortamda sizin başarı oranınızın haddi hesabı belli olmaz. Mutlu olursunuz.
Birde olayın tam tersi boyutuna yüzeysel olarak bir bakalım.
Kararsızlık dünyanın en kötü kelimelerinden biridir. Sizi ateşleyen bütün etkenlerin temelinde kararlarınız gizlidir. Başarının karşısına dikilen duvarların da bu kararların olumsuz düşüncelerle bezenmiş olduğunu görürüz. İnsanların hayal güçlerini dizginlemesi gelecek adına olumsuzlukların başlangıcı olarak gösterilebilir. Bir fikrin muhteşem olması gerekmez, hatta ne kadar uçuk olursa beyninizin derinleşeceği gerçeğide yok sayılamaz. Benim düşüncelerini olumsuz anlamda dizginlemiş insanlara tek bir önerim olabilir, rahat olun ve ufkunuzun gidebileceği son noktayı da aşmaya çalışın.
Başarısızlığa bu kadar bağlanmanın en belirgin özelliğide cesaretin kaybolmuş olması. İnsanlar kalplerindeki arzuyla ister, mücadele gücüyle elde eder. Bunu kaybetmiş olmanız sizin adınıza pek hayra alamet bir durumun varlığını bize göstermez.
Uzun lafın kısası güç sizin kalbinizdedir. Bunu aktif hale getirmek kolay görünen zor bir meseledir. Tam da bu noktada mutlu bir geleceğin varlığını yine zihninizdeki tabularınız karar verir. Başarmak mı? Yoksa başarısızlığı kabullenmek mi? Seçim sizin.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre