Hayat yolunda ilerlediğimiz her an önümüze çıkacak binbir türlü engellerin varlığından habersiz vaziyetteyizdir. Mutlaka bir şeylerin olacağını bilsekte "anı yaşamak" kalıbına sığdırırız benliğimizi.
Keşke dememek için yaşarız aslında.
O halde mutlu olmak için böyle yaşamaya devam edelim mi nedersiniz?
Bugüne kadar uyandığınız hergün sizin için farklı anlamlar taşır kendi içinde. Üzgünsünüzdür, mutlusunuzdur, bezgin haldesinizdir yada her neyin içindeyseniz. Kaderin bir oyunudur sanki günün yaptıkları. Aşmak zorunda kaldığınız ne varsa hayata dair tek tutunacağınız dal vardır, o da hayallerinizdir. Büyük bir iş gibi görülebilir sizin gözünüzde ama içinizdeki sesi dinlediğiniz anlar vardır bazen, işte o anlar ayaka tutar sizi. Yaralarınızı sarmanıza, geleceğe daha umutlu bakmanızı sağlar aynı zamanda.
İşin aslı zaman ilaç gibidir. Her zaman olmasada genelde bu durum böyledir. Sizin bakış açınız bunu konumlandırmada büyük önem taşır.
Size bazı tüyolar verme istiyorum nacizane. Hayatta mutlu olabilmeniz, tekrar güçlü bir şekilde tutunabilmeniz için.
1- Asla mutsuzluğu yanınızda taşımayın!
Sizin tek düşmanınız konumundadır. İçten içe yalnızlaştıran, kendinizi kötü hissetmenizi sağlayan bir çeşit anti motivasyon ürünüdür.
2- Hep gülün!
Çok sık tekrarladığım birşeydir. Gerçekten işe yaradığını belirtmemde fayda olduğu gibi çözemeyeceği hiç bir problem çerezide yoktur.
3- Öğrenilmiş çaresizlikten kaçının!
Soğukkanlı olup olayların üstüne gitmek varken neden ondan kaçalım ki? Savaşmak, mücadele etmek varken bunun dışındakiler korkaklıktan öteye gitmez.
Kalbimiz ruhumuzun aynası olmasa vicdan neyimizin kahyası olurdu ki? Size bu haftalık bu kısa yazıyla veda ederken şunu da hatırlatmak istiyorum.
İyilik dolu bir kalp her zaman iyilik yapmaz. Seçim yapmak zorunda kalır yada bırakılır. İşte bu vakit devreye kişi girer, sadece hayata saygı duruşunu yapabilmek için.
Sevgiyle kalın...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre