“Mehmet” adında bir yazar, bir yazı yazmıştı YP'de. “İsrail Kaybetmemeli” başlıklı bir yazı idi. İbretle, dikkatle okumuştum, bir yere de not etmiştim. Soyadını söylemiyorum, “kişiselleşmesin” ve sair diye. Ama soyadı da bir Peygamber adı. Yani önemli ve ağır bir ad...
O zaman da bu yazıya itirazım vardı. Hazmedememiştim. 09.12.2012 tarihli yorumumda şunları demiştim (İlgili yazar, cevap verme gereği de duymamıştı):
Adınız ile fikirler arasında bir zıtlık var. Mehmet basit bir isim değildir... Soyadınız da... (İman ve insanlık vasıflarında zaaf arttıkça – ismimiz, Muhammed dahi olsa, Allah korusun – bir anlam iade etmemeye başlıyor...)
Size bir link vereceğim. O linkte sizin, bir nevi dünyanın aydınlığını sağlayacak ve bunun garantisi olarak gördüğünüz İsrail'in ne kadar canlı katliam meraklısı olduğunu - belki - anlarsınız.
Bir nevi diyorlar ki, "TV de görmek yeterli olmuyor, canlı görmek istiyoruz!"
Link: http://www.sonolay.com/yahudiler-neden-lanetli-video,153.html
İsrail gibi, başta Abd üzerinde (ki emperyalist vs. diyerek - doğal olarak - karşı çıkıyoruz.) ve diğer bir çok devletlerdeki etkisini bildiğimiz bir devletten bahsediyoruz...
Kendileri açısından katı bir din devletinden bahsediyoruz...
Ağlama duvarlarında Obama, Bush gibi insanların bulunduğu bir devletten bahsediyoruz...
Kendilerini dünyanın efendisi, diğer bütün milletleri kendilerine hizmetçi gören bir zihniyetten bahsediyoruz.
Ben sadece "insanlık adına bir hatırlatma yapmak istedim..." diye bir şeyler söylemeye çalışmıştım.
Ayrıca, “İsrail kaybetmemeli” diyenler bir anlamda, dünyanın Efendisi'nin kaybetmemesi gerektiğini, ama diğer bütün milletlerin kaybedebileceğini de onaylamış olmuyorlar mı? Bunu onaylayanlar, bir şekilde böyle düşünen, düşündürülen – içimizdekiler, dışımızdakiler- her kimlerse, hangi devletse, elbetteki İsrail'i değil, Filistin'i kınayacaklar. Acımasızca “saldıran” İsrail'e başsağlığı dilecekler, İsrail'in savunma hakkından bahsedecekler... Hem de güya - en yetkili (Ban Ki Mun gibi) ağızlar vasıtasıyla...
Bir gazetenin Sn. Ban Ki Mun ile ilgili katıldığım manşeti aynen de şöyle idi : “Sadece KİPASI eksik”. Evet bir kipa lazım. Ama “iş icabı” takmıyor... BM ve benzerleri, “ciddi ve tarafsız” kurumlar ya!
Bir kipası'nın eksik olduğu elbette bizde de çokları var...
Allah (cc), “Sözler süslü, bazı kavramlarla boyanmış, vitrinlik hale getirilmiş, ama gerçek niyet, fikir ve icraatları arkada saklı (gerçi anlayana, biraz akıl sahibi olanlar bunları anlaması zor değil, zaten yapılanlar yeterince aşikar) kişi ve kesimlerden bizleri, memleketimizi, hatta dünyamızı korusun!
Yahudilerin Eziyetlere Maruz Kalmasında Kendi Rolleri
Öncelikle mensubu olduğum İslam Dini ve ecdadımız olan Osmanlı tarihinde görüleceği üzere, ben / bizler, Yahudilere yapılan “katliam ve benzeri eziyetleri” tasvip edecek ya da savunacak değiliz. Onlara yapılanın da karşısındayız...
Osmanlı İmparatorluğundan “kabul gördükleri”, kendileri, “huzursuzluk çıkarana kadar” bu devlette huzurla yaşamışlardır...
Benim aklıma takılan şey şu: Yahudilerin eziyetlere maruz kalmasında kendi fikir ve uygulamalarının rolü var mıdır?
Mesela aşağıda gelecek ayetler, Yahudileri nasıl MOTİVE etmekte olabilir? Katliama sebep değil midir? Bu içinde yaşadıkları milletleri endişeye sevk edip karşı bir duruşa sebep olmamış mıdır?
Kendilerini “Üstün, Efendi görme” diğer bütün milleti hizmetçi gibi görmeleri kendilerine duyulan TEPKİYE sebep olmuş olamaz mı?
O Ayetler (1):
Ve Allah'ın Rabbin sana teslim edeceği bütün hakları bitireceksin ve gözlerin onlara acımayacak.... O şehrin ahalisini mutlaka kılıçtan geçireceksin, onu ve onda olan her şeyi ve hayvanlarını tamamen yok edeceksin.(Tesniye 7/16; 13/15)
Ey Filist ülkesi Kenan, Rabbin yargısı sana karşıdır. Hepinizi yok edecek Rab, ülkede yaşayan kimse kalmayacak.
(Sefanya 2:5)
Osmanlı'nın Yahudileri Kucaklamasına Karşı Çıkanların Çanakkale'de Yaptıkları
Sn. Murat Bardakçı'nın (2) yazısından aynen : “Gazze'ye ölüm yağdıranlann dedeleri 1915'te 'Katır Birliği' kurup bizimle de savaşmışlardı. Gazze'ye bugün ateş ve ölüm yağdıranların büyük dedeleri, Birinci Dünya Savaşı'nda bize karşı da savaşmışlardı. İşte, tarihimizin pek hatırlanmayan bir sayfası: İngilizler'in 1915'te Çanakkale Cephesi'ne gönderdikleri "Ester Bölüğü" yahut "Yahudi Katır Birliği" denen ve Yahudi gönüllülerden meydana gelen tuhaf ordunun hikâyesi...”
"İsrail Kaybetmemeli" Diyen Yazardan Alıntılar ve Yorum
Alıntı:
Haniye, Meşal ya da Abbas. Hiç fark etmez. İzrael kaybetmez. Kaybedemez. İzrael kaybetmemeli. Bir şey diyorsak; müsaade buyurun var bir bildiğimiz herhalde...-Yazar Mehmet
Yorumum:
Realiteyi söylemek, İsrail'in üstün geleceğini söylemek hadi neyse... Fakat, “kaybetmemeli” deyince durmak gerekir ve o kişinin “durduğu yeri” sorgulama hakkı doğar bizlere...
Sn. Yazar'ın (yazı yazan herkes yazar mıdır? O da ayrı bir konu...) biliyor olmasının, ondaki bütün bilginin varacağı yer : İsrail kaybetmemeli. “İsrail kaybetmemeli” diye özetlenen bilgin senin olsun, benden / bizden uzak olsun!
Alıntı:
Ağzını açan Yahudi'yi kötüler. Aslında bu kötülemenin asıl amacı siyasi partilerin görevini üstlenen inançlarına taraftar çekmek amacıyla düşman yaratma kasıt ve niyetinden kaynaklanmaktadır. Düşmanınızı yaratamazsanız, taraftarınızı kenetleyemezsiniz...-Yazar Mehmet
Yorumum:
Sn. Yazar, bir çok kişini yaptığı gibi işin bir şekilde felsefesini, lafını fena yapmıyor. Fakat gerçekler acıdır. İsrail gerçeği de acıdır. Zulüm ve katliamla doludur ve bu sıradan hale gelmekte, getirilmeye çalışılmaktadır.
Oysa, asıl düşman belleyen onlar. İsrailli milletvekili ne buyuruyor:"Bunların hepsinin analarını öldürmek lazım...” Adamlar işi biliyor, insan makinesi hükmündeki anaları öldürüp, o neslin bitmesini istiyorlar.
Sn. Yazar iyi bilsin ki, yukarıdaki cümle, “bir korku filminde” geçmiyor, herhangi biri de değil, anlı şanlı milletvekili.
“Kaybetmemeli” dediğiniz İsrail, ne olur ne olmaz diyerek plajdaki ÇOCUKLARI vurması gibi çirkef zulümler, size kendi fikirlerinizi gözden geçirmek için bir fırsat olabilirdi. Fakat, BM Sekreteri Ban Ki Mun (3) gibi, İsrail'in savunma hakkı ve benzeri şekilde deyivermek, Filistin'i kınamak da mümkün...
İnanıyoruz ki insanlar dünyaya imtihan için, sınanmak için, hak ve batılı ayırmak için gönderilmiştir... Zalimlerin, bebek katillerinin yanında, önünde, arkasında olmak için değildir...
(1)http://gulcangoktas.wordpress.com/2009/01/09/muharref-tevrat%E2%80%99taki-saldirganlik-ve-vahset-ayetleri/
(2) http://www.haber7.com/gundem/haber/1182411-yahudiler-canakkalede-bize-karsi-savasti
(3) http://www.haber7.com/ortadogu/haber/1183457-bmden-skandal-gazze-aciklamasi
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre