Gazze'de Doğdum

Dudakların suyu arzuladığı, kuru ekmeğin bile bulunmadığı

Kerpiçten bozma, buz gibi bir evde doğuyorum ben

Ağzımdan çıkan ilk kelime çok ağır

Anne diyemiyorum, ölümü haykırıyorum yalnızca

Onun kokusu hiç tütmüyor burnumda, tüttürmüyorlar

Kocaman adamların babamı öldürüşleri gitmiyor gözlerimin önünden

Kalbimdeki sonsuz nefret daha yedi yaşındayken başlıyor

Anlıyorum, bu kahreden gözlerde bir damla bile merhamet yok

Caniler onlar, zalimler, lanetler…

 

Savaş kol geziyor Gazze topraklarında

Çığlıklar sokaklarda dolaşıyor

Güvercinler bile kanat çırpmaya korkuyor bu şehirde

Seneler önce uçurtmaların uçtuğu semalar şimdi kapkara

Yerini bombalar almış, her tarafta askerler

En çokta annelerin, babaların kollarında hissediliyor ölüm

Onlar için zaman bile değerini kaybediyor

Alınan her nefes, korku ve kan dolu

 

Söyle ey insan, zalimin zulmü ne zaman biter?

Savaşlar dinip, kanlar silinebilir mi bedenlerden?

Uzaklaşabilir mi bu hainler şehrimizden?

Ya da vazgeçebilirler mi küçücük bebekleri öldürmekten?

 

Adalet dünyaya hâkim olursa eğer bir gün

Gökyüzü ve Filistin özgürlüğüne kavuşacaktır

Umutların mum gibi eridiği gözler yeniden umuda erişecek,

Bomba seslerinin arasında yepyeni filizler yeşerecektir

Günahsız çocukların o kararan dünyası yeniden aydınlığa kavuşacak,

İnsanların bedenleri üzerinde açılan kurşun yaraları son bulacaktır

 

Söyle yeniden, ey insan!

Peki, geçmişin üzerine temiz olabilecek bir sayfa açabilecekler mi?

Canilerin tarih sayfalarında yeri olmayacak artık

Zalimlerin yatacak yeri, dünyaya bakacak yüzleri kalmayacak

Filistin ayağa kalkacak, özgürlüğünü haykıracak

Ve yeryüzünde hiç dinmeyen bir ses yankılanacak

Allahu Ekber, Allahu Ekber.