Türk milletine askerlik alanında neden bu denli önem verilirdi? Bu sorunu cevabı kısaca ele alacağım.
Türkler hem maddi hem manevi olarak askerlik mesleğinin yegane timsalidir. Bedenen güçlü, bünyeleri kuvvetli ve çok çeşitli iklim şartlarına uyum sağlayabilen bir yapıya sahiptirler. Açlığa, susuzluğa ve türlü mahrumiyetlere de dayanabilirler. Türklerin binicilikteki maharetleri pek tabii malumdur. Türk halkının atları çok olup, devenin Arap halklarında olduğu vazifeyi üstlenmiştir. Arap atının meşhurluğuna rağmen, Arapların kötü biniciler olduğu bilinmektedir.
Türk askerinin kullandığı silahlar
Türkler çok çeşitli savaş gereçleri kullansalar da milli silahları ok idi. Hiç bir kavim bu silahı kullanmada Türkler kadar mahareti değillerdir. Türklerin bir diğer yaygın silahı ise kargıdır. Bu silahı kullanmadaki maharetleri oktan aşağı kalmaz. Savaş alanlarında çok çeşitli usul ve strateji bilgisine sahip olan Türkler savaş alanlarının kuşkusuz tek sahipleri idiler.
Şu anda gözünüzde savaşçı bir topluluk meydana geldi veya bazı kendini bilmezler gibi barbarlar mı?
Türklerde manevi meziyetler savaşlardaki ustalıkları gibi çoktur. Bir Türk topluluğunda saygı her zaman ilk kuraldı. Büyük-küçük kavramları oturmuş, sistem saygı ve sevgi üzerine kurulmuştu. Türkler'deki yaşa duyulan saygı onlardaki teşkilatçılık ve disiplinin temelini oluşturmuştur.
Türk askerinin muharebedeki üstünlükleri
Türklerin savaş alanında diğer milletlere göre daha usta oluşları ta Halife Mutaasım döneminde kitaplaştırılmıştır. Bu eserin sahibi ünlü edip Cahiz'dir. Cahiz, bu eserinde Türklerin meziyetlerini bir bir saymış ve diğer milletlerden neden üstün olduklarını karşılaştırarak okuyucuya sunmuştur. Bunun örnekleri bir tek Cahiz'le sınırlı kalmayıp pek çok yazar ve tarihçi tarafından savunulmuştur. Bu mukayeselerin sonucunda Türkler'in ideal asker oldukları ispatlanmıştır. Türk hassa ordusunun tarihi, Abbasi hilafet tarihiyle birlikte sona ermiştir. Türkler Abbasiler'den sonra da o yörede günümüze kadar yaşamayı sürdürmüşlerdir.
Türkler Abbasiler'i yıktı mı?
Son zamanlarda özellikle Mısır hükümeti başta olmak üzere Türkler'in Abbasiler'i yıktığı, Bağdat'ı yaktığı şeklinde aslı olmayan çeşitli söylemlerle karşılaşmaktayız. Oysa ki bu söylemler ne kadar haksız, ne kadar bedbahtçadır. Abbasileri yıkan, Bağdat'ı ateşe veren Moğollar'dır. Moğollar ve Türkler şuan olduğu gibi dil bakımından anlaşamazlardı ve Moğollar Bağdat'ı işgal ettiklerinde halifeyi savunanlar ne Araplar ne de Acemler'di...
Halifeyi canları pahasına savunan Türk hassa ordusundaki Kıpçak ve Harizm Türkleri'dir. Türk hassa birliklerinin başında Aybeg ve Kara Sungur, Türkmenler'in başında ise 24 oğuz boyundan birisi olan Yiva(iva) boy beyi Emir Süleyman Şah bulunuyordu. Bu kumandanlardan Kara Sungut savaşta ölmüş, diğerleri de halifeyi savaşa teşvik etmekten dolayı Moğollarca katledilmiştir. Halbuki Arap olan halifenin veziri İbnul Akami halifeyi Moğolları yenebilecekken boyun eğmeye ikna etmiştir. Hatta vezir İbnul Akami birçok kaynakta Moğol Hülagu'ya gizli mektuplar yollayan bir vatan haini olduğuna dikkat çekilmiştir.
Velhasılı Türkler İslam için gerek Bizans'a gerek Moğollar'a gerekse Araplar'ın kendi aralarındaki anlaşmazlıklarda oluk gibi kan akıtmışlardır ve bir çok candan olmuşlardır.
Bu yazıya 4 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre