Sonunda ellerim bomboş. Aynaya baktığımda, gözlerimi göremediğim dünyama ışık tutan ateş böceği misali umutlarım da yok oldu. Ve her yanı çaresizlik duvarlarıyla örülü dibi olmayan bir kuyudayım şimdi. Düştükçe yokluğu iliklerimde hissettiren var olmanın, o hiç bilmediğim müthiş tadını özlettiren derin sonsuzlukta kayboldum. Ve daha da kayboluyorum, yaşadıkça yok oluyorum. Her geçen saniye daha iyi anlıyorum Mete Erpek'in "Yaşamak öldürür" derkenki hislerini. Bunları derken kendime, aslında boş tarafına bakıyorum yaşamın. Gereksiz olan, unutulmuş, vazgeçilmiş tarafına. Dinlemem gerek oysa o sözlerin devamını. Anlamam gerek "Yaşama kördüğüm at" derken aslında hiç yok olmadığımı. Öğrenmem gerek çevremdekileri, yönümü bulmam gerek. Devam etmem gerek kaçmadan. Ve şimdi devam ediyorum. Dünyamı aydınlatan umutlarım tekrar canlandı, ışığımı söndürenler etrafımda yok artık, aslında var olsalar bile...
Nerede olduğumu biliyorum şimdi ve her geçen saniye daha iyi anlıyorum "Yaşa dünyada gördüğün her şeyi" derken hiçbir şeyin yaşamamaya değer olmadığını. Dolu yanını görüyorum şimdi tüm bunların ve daha fazlasının. Yaşıyorum şimdi, kelimenin tam anlamıyla.
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre