Keşke dedik de iyi mi ettik?

Ne çok keşke biriktiriyoruz dimi şu hayatta!

Ömrümüz boyunca söylediğimiz keşkeleri saymaya kalksak vaktimizin büyük bir bölümünü almaz mı sizce de? Bence alır. Hem neden sayalım ki keşkelerimizi? Olan olmuştu artık.

Ama yine de üzerinde düşünmeye değer bir konu bu bence. Her akşam yatağımıza uzandığımızda aklımızdan bir film şeridi gibi geçiyor yaşadıklarımız. Her gece başka bir mazide kalan günü, başka bir anıyı hatırlamıyor muyuz? Hele ki yaşınız artık orta yaşın üstündeyse.

Mesela ben bazı geceler çocukluğumu düşünüyorum. Nasıl bir hayatım vardı? Nelerden hoşlanırdım? Sonra arkadaşlarımızı hatırlıyorum. Oynadığımız oyunları... "Kim bilir şimdi neredeler" diye geçirmeden edemiyorum içimden.  O an içimi bir hüzün kaplıyor nedense, ağlama hissi geliyor. Ne kadar çabuk geçmişti ve biz ne kadar çabuk büyümüştük.  Ama sonra da ağlamıyorum çünkü saçma geliyor ağlamak. Günler geçmişti, biz büyümüştük. Geçen geçmiş, olan olmuştu artık. Keşke geçmeseydi çabucak o günler…

Küçükken bir de hayallerimiz vardı, gerçi hala da var hayallerimiz. Ama o zamanlar başkaydı. Çünkü yaşanmamış uzun günler ve yıllar vardı. Hiç başlanmamış günler ve hiç başlanmamış bir hayat. Aslında imkânlarımız daha kısıtlıydı ama umudumuz daha çoktu galiba? Öyle olmasaydı o kadar hayal kuramazdık herhalde. Şimdi baktığımda ne kadarını gerçekleştirebilmişim? Aslında bu oran hiç de kötü değil ama nedense ben hala bir yanım hep eksik hissediyorum. Sanki yapamadığım bir şey daha vardı ve o şeye sebep "keşke yapmasaydım" dediğim birçok şey.

Siz de aynı duygulara kapılıyor musunuz bilmiyorum ama her insanın keşkeleri çok, bunu biliyorum.

O kadar da umutsuz değil belki de durumumuz. Hala yaşayabiliyorsak ve hala sevdiklerimiz yanımızdaysa şükretmek için pek çok nedenimiz var sizce de öyle değil mi? Allah’tan yapamadığımız ve gerçekleştiremediğimiz hayallerimizin yerine, hayat bize daha farklı güzel şeyler verdi de durumu dengeleyebildik. Yine de şanslıyız diye düşünüyorum. Bunun tam tersine hayatlar, her gün okuduğumuz gazete sayfalarının arasında haber olup gitmiyor mu? Ve biz onları okurken keşke dediğimiz birçok şey için, "iyi ki de yapmamışız" demiyor muyuz içimizden?

Ama o da anlık bir his durumundan başka nedir ki sanki? İnsanın boyun eğmiş ve kaderine rıza göstermiş haliydi bu! Ve şükretmesi gerektiğini anlamış, kabullenmiş hali.

Beterin beteri var diyerek sabır gösterdiğimiz ve inançlarımızla orantılı isyan etmememiz gerekir düşüncesiyle duygularımızı bastırdığımız bir an...

Tabii sonrası çok daha vahim aslında. Çünkü bazen öyle bir duygu gelir ki insana; isyan etmek, ağlamak, yıkıp dökmek, sayıp sövmek gelir içinden. Herkesi kırmak, hayallerini elinden alan insanların karşına geçip senin yüzünden bütün bu olanlar deyip korkusuzca haykırmak. İçini boşaltmak... "Keşke karışmasaydınız, keşke" deyip iç geçirmek.

Ama sonra vazgeçersiniz tüm bu yapmak istediklerinizden. İsyanınızı bastırıp, kendine gel dersiniz kendinize. Neden hayatındaki diğer güzelliklerden mutlu olmuyorsun? Ve o an bütün o girdap anınız biter, "belki de böylesi daha hayırlıdır" deyip bir kez daha kandırırsınız kendinizi. Mutlu olduğunuz için değil öyle olması gerektiği için yaşarsınız birçok şeyi.

O yüzden belki de keşkelerimizi bu kadar büyütmemek lazım kafamızda. Çünkü "keşke yapsaydım" dediklerimiz kadar, "yapmasaydım" dediğimiz birçok keşke de var hayatımız da.

Şimdi düşünüyorum da; eğer bu keşkelerimiz olmasaydı hayat tecrübelerimiz daha sıradan olmaz mıydı? Ya da onca şeyi biriktirmeseydik şuan bu satırları yazabilir miydik? Ya da düşünebilir miydik?

Yok yok bence yaşadığımız her olay, verdiğimiz her karar iyi ya da kötü sonuçlar doğursun, bizi ister mutlu etsin ister etmesin hayatımızın bir parçasıydı ve hep öyle kalacaklardı…