Tarih bilimi asla yalan söylemez, bir olayın doğruluğunu veya yanlışlığını er ya da geç meydana çıkarır. Bu yazımızda dünya tarihinin seyrini değiştirecek, belki de uygarlık tarihinin yeniden yazılmasını sağlayacak bir yalanı, doğru ve dürüst bir şekilde açıklığa kavuşturmaya çalışacağız.
Başta İtalya olmak üzere tüm Orta Avrupa, ırk menşeilerini açıklayamamaktadırlar. Bu gizemi çözebilmek için on yıllarca çeşitli çalışmalar yapmışlardır. İşte bu çalışmalar geçtiğimiz son on yılda artık yavaş yavaş sonuç vermeye başlamıştır.Yapılan kazılarda çeşitli yazı tabletleri, heykeller ve mozaikler bulunmuştur. Bu esrar perdesini aralayabilmek için bulunan tabletlerdeki yazıların çözümlenebilmesi lazımdı. Avrupa'nın tamamından gelen bilimadamları yazıları kendi yöntemleriyle çözümlemeye çalıştılar ama hiçbirininki gereken cevabı vermiyorlardı.
Etrüks Kavmine Ait Tabletler
Bu tabletler kime aitti? Kimse bu soruyu cevaplayamıyordu. Çalışmalar devam ederken bir bilim adamı bu tabletlerin kime ait olduğunu buldu. Bu tabletler büyük tarihçi Herodotos'un yazdığına göre Etrüsk kavmine aitti. İtalyanlar büyük bir sevinçle kendi atalarını bulduklarını söylerken bir anda dünya başlarına yıkıldı.
Bir Etrüsk mezarında bulunan, kemik parçalarıyla yapılan genetik analizde Türk genetiğiyle %97 oranında benzerlik bulundu. Ama hala tabletler okunamamıştı.
Etrüksler Türk Müydü?
[caption id="attachment_17534" align="alignleft" width="300"] Romulus ve Remusu Emziren Dişi Kurt[/caption]
Tüm Avrupa umutlarını bu tabletlere bağlayıp bekliyorlardı. Türkiye’de Adile Ayda, Başkürdistan’da Fazıl Latıpov ve başkaları Etrüskler'in Türk olduklarına inanmışlar. Lakin Etrüsk yazıtları susmaya devam etmiştir. Etrüskler hakikaten Türkler miydi?
Atila Ayda'nın titiz çalışmalırıyla türkçeyle etrüsk dilinin çıkış gramerleri ayını köke dayanıyordu.Bununlada sınırlı kalmayıp tabletlerde kullanılan kelimelerin neredeyse %68'i benzerdi. Bu rakamda tarih ilminde iki millet arasında bir bağ olduğunun kesin kanıtıdır.
Bir diğer kanıtımız ise Dünyada soylarını kurt'a bağlayan sadece 3 millet olmasıdır. Bunlar Türkler,moğollar ve etrüsklerdir. Tabletlerde soylarının bir kurttan çoğaldığını yazmışlardır.
Etrüksler'le İlgili Bulunan Diğer Bulgular
- Türklerde olduğu gibi Etrüskler'de de Gök Tanrı inancının oluşu. (Etrüskler’in dini, Çiçero’nun değindiği gibi, vahyedilmiş bir dindi ve 12’li sistemi baz alan bir inisiyatik örgütlenmeleri vardı.)
- Örneklerine yalnızca Anadolu’da rastlanan kulplu kazan gibi metalurji örneklerinin Etrüskler’de de görülmesi
- Etrüskçe’nin Türkçe gibi eklemeli (agglutinant) bir dil olması
- Etrüsk yazısında kullanılan birçok yazı karakterinin Orta-Asya’da ve Doğu Anadolu’da rastlanan Ön -Türkler’e ait runik yazıdaki karakterlere eş olması.
Etrüksler'in Uygarlık Tarihine Katkıları
[caption id="attachment_17535" align="alignright" width="246"] Etrükslerin Yaşadığı Bölge[/caption]
- İtalyan tarihçiler “Romalıların siyasi ve idari kuruluş şekillerini, ordu teşkilatını, altın işleme sanatını Etrüksler'den öğrendiklerini” yazarlar. (5) Etrüksler'i Latinler’den farklı bulurlar.
- İtalya’da demir çağı Etrüksler ile Villanova bölgesinde M.Ö. 1200’lerde başlamıştır. Latinler kendi medeniyetlerini Etrüks mirası üzerine kurmuşlardır.
- Latinler Etrüksler 'e Tuski (Tusci) derlerdi… Sonra bu kelime Toska olmuş, Toskana adı da Etrüksler 'in yaşadığı yer için kullanılmıştır… Floransa Toskana'nın kültür merkezidir.
- Avrupa’da Karanlık Çağ’ın etkisinden ilk kurtulanlar Toskanalılar olmuştur. Rönesans'ı başlatan onlardır… Dante, Mikelanj, Leonardo Da Vinci ve Napolyon hep Floransalı’dır. Yani hepsinde Etrüks kanı vardır!.. Ayrıca şair Virgil, heykeltraş Vulka, İmparator Sezar ve Büyük İskender de birer Etrüks idi.
- CIBA ilaç fabrikasının Etrüks diyarı Toskana bölgesinde yaptırdığı bir inceleme, buradaki halkın kan tahlili sonuçlarının İtalya halkından daha çok Anadolu halkına yakın olduğunu ortaya koymuştur.
Etrüksler İtalya'ya Nasıl Geldi?
Bunu Heredot şu şekilde anlatır:
“Anadolu'nun Lidya bölgesinde kral Atyos zamanında şiddetli bir açlık başgösterdi. Kral halkını ikiye ayırdı… Tyrrhenos adlı oğluna bir grubu alıp kendine yeni bir vatan aramasını söyledi.”
“Tyrrhenos yanındakilerle birlikte İzmir’e geldi, gemiler yapıp denize açıldı. Adriyatik yolu ile İtalya’nın doğusundaki Umbriya sahillerine ulaştı ve oraya yerleşti. Lidyalılar İtalya’ya varınca liderlerinin adını aldılar: THYRRHEN!..”
İtalya’nın batısındaki deniz şimdi bile Tirhen Denizi olarak bilinir.
Eski çağların önemli yazarı Plütark da “Romülüs'ün Hayatı ” adlı eserinde, “Etrüksler'in İtalya’ya gelmeden önce Lidya’da yaşamış oldukları”nı yazar.
Zaten Lidya diye bilinen İzmir-Manisa bölgesinin esas adı Ludya. Bu adı kral Lydus'tan almıştır. Bölgede Lidyalı diye bir halk yoktur!. Daha önceki adı Meona'ya. İyonlar'ın, Kimmerler’in istilasına uğramış bir bölgedir.
M.Ö. 3. binin sonlarına doğru Anadolu’da görünen Etrüksler, Hititler'in ortaya çıkması sonucunda Samsun dolaylarına çekildiler. Amazonlar'ın Amasya civarını mesken edinmeleri bu yüzdendir… Bundan sonra da batıya göç ederek Ege sahillerine geldiler.
Amazonlar'ın M.Ö. ikinci bin yılın başlarında Kafkasya’dan gelip Anadolu’nun batısını ele geçirdikleri de söylenir…
Bu bir şeyi değiştirmez… Sadece Amazon etkisinin M.Ö.3000-2000 arasında Samsun'dan Kafkasya’ya uzandığını, sonra batıya kaydığını gösterir… İzmir'i, Amazon kraliçesi Murine kurmuştur… (İz-Myrina)
İş burada da bitmez… Eski Romalılar, Truva (Troya) savaşından kurtulan Truvalılar'ın İtalya’ya göç ettiklerini ve Latinlerin atası olduklarına inanırlardı… Bulgar bilim adamı Viladimir Georgiyev de Truvalılar ile Etrüksler'i aynı soydan sayar. Ve şöyle der:
Kralları Enea ile Troyalılar İtalya’nın batısına yerleşip Yeni Troya’yı kurdular… Burada ancak Etrüksler söz konusu olabilir. Çünkü Heredot, Strabon, Servius, Seneka, Solinus, Tacikus, Plütark, Festus ve başkaları onların Batı Anadolu menşeli olduklarını söylemiştir.
Attila, M.S. 451 yılında Galya’da Romalılarla savaşırken, Troyes adlı şehri yağmalamayacağını söylemişti!…
Bu Troyes, bizim Anadolulu Tirhenler'in Avrupa’ya göç ettikten sonra orada kurdukları ikinci bir Troya'dan başka ne olabilir?.. Atilla o şehri, halkı TÜRK olduğu için yağmalamamıştı!
Bizanslılar Türkler'in Truvalılar'ın Torunu olduklarına inanırlardı… Bizanslı T. Gazes ile İtalyan F. Filelfo arasında teati edilen mektuplarda “15. asır Türkleri’nın Eski Truvalılar'ın neslinden geldiği; Türkler'in İstanbul'u fethetmekle Greklerden Truva'nın intikamını aldıkları” ifade edilmektedir.
Turgut Özal’ın 1990’da Fransızca yazdığı (daha doğrusu yazdırdığı) kitapta da aynı konuya değinmesi, ilgi çekicidir.
İtalya’da Etrüks çağı, Truva savaşından sonra, M.Ö. 13. asırda başlamış, Romalıların son Etrüks şehri olan Volsini’yi yıktıkları M.Ö. 265 yılına kadar devam etmiştir. Bu tam 1000 yıl demektir!..
Etrüksler M.Ö. 535’de Greklere karşı Aleria’da büyük bir zafer kazanarak Elbe adasını, Sardunya ve Korsika’yı ele geçirdiler… Zaten bütün İtalya Etrüks kontrolünde idi.
Aslında Avrupa’da o dönemin iki süper devletinden biri Etrüksler, diğeri de Greklerdi. Bu bakımdan bu savaşın önemi kolayca anlaşılır.
Etrüksler'de devlet Kuzey-Orta-Güney olarak üçe ayrılmış, bunların her biri de 12 boya bölünmüştü. Bu bölünme, Türkler'in Sağ-Merkez-Sol sistemiyle aynı olduğu gibi, her kolun da 12 boya ayrılması aynıdır.
Eski Etrüksler, eski türkler gibi 12 sayısını uğurlu görürler.(12 hayvalı türk takvimi)
Latinlerin kullandığı “Vox poluli, vox Dei” ifadesi Etrüks kökenlidir ve bugün Türkiye'de “Halkın sesi, HAKK’ın sesidir” şekliyle dillerde dolaşır. (Türklerde olan kut anlayışının halka verilmiş hali)
Etrüksler'de kadın eve kapalı değildi… Yüksek bir mevkii vardı. Dini törenlere, yarışlara, ziyaretlere, hatta savaşlara kocası ile birlikte giderdi… Buna diğer milletler, özellikle Grekler (yani Aryanlar) çok şaşardı.( Türk hakanının klarısına Hatun denirdi. Elçi kabulü, mühür basımı gibi çok geniş yetkileri vardı.)
İnşaallah güzel bir yazı olmuştur. Eğer İtalya'ya gidebişirsem ve yetkililer benim incelememe izin verirlerse yakında ''Etrüsk Dili ve Alfabesi''ni yazacağım.:)
Bu yazıya 10 yorum yapıldı.
Araştırmayı yürüten genetik uzmanı prof Dr.Alberto Piazza Toscano bölgesinde Etrüsklerin odaklandığı üç kasaba Volterra, Murlo, ve Casentino'da toplam 263 kişinden alınan kanın ve mezarda bulunan kemiklere yapılan DNA testlerinin daha sonra Kuzey ve Güney İtalya, Güney Balkanlar, Sicilya Adası, Sardunya Adası, Limni Adası ve Anadolu'nun eski Lidya topraklarında yaşayanların toplam 1264 DNA sı ile karşılaştırıldığını ve en yakın olarak Türklerle es değerde bulunduğunu söyledi. Testlerde 5 kişinin DNA'sının Lidya bölgesindekilerle tıpa tıp, aynen uyduğunu da sözlerine ekledi. Kuşak sayısı arttıkça genetiğin yıpranması konusunda haklısınız yanlız deneylerde kullanılan Türk genleri dünya geneli toplanan gen havuzlarından alınmıştır. Bu havuzda ilk Türk geninden şuandaki bizim genel genlerimize kadarki toplam genetiğin ortalaması kullanılmıştır.
Bunları bir kenara bırakalım sadece dil yapılarında ki benzerlik bile bu ilişkinin var olduğunu bas bas bağırıyor.
Sağolun. Hayırlı akşamlar...
Varsa ekleyecekleriniz yazın. Yanlış olan varsa da elinizdeki bulgularla ifade edin. Onun haricinde karalamak için yorum yapmanın manası nedir, çözmedim...
Benim de katılmadığım yazılar, yanlış olduğunu düşündüğüm ifadeler oluyor Şükrü Bey'in yazılarında. Ama konu hakkında derin bilgim yok. Elimde kanıt yok. Düşüncelerimi destekleyecek bulgularım yok... Sonuç olarak kalkıp da yorum olarak "bu böyle değildir, şu şöyle olmaz" demiyorum.
Burada belki 1000-2000 kelimelik, araştırmaya dayalı bir yazı var. Emeğin karşılığı fütursuzca eleştirmek olmamalı. Amaç doğru bilgiye ulaşmaksa, herkes bulgulara dayalı olarak birşeyler sunmalı.
Selamlar, sevgiler...
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre