(Bu yazı hayatımdan kesitler sunarken, öncelikle gelecek nesillere mesaj niteliği taşımaktadır.)
Çocukluk yıllarında başladı benim hayatla mücadelem. Bugünlerde sahip olduğum değerler ön plana çıkıyorsa hepsi geçmişimin eseridir aslında. Yaşamda böyledir ya hani, geçmişini sırtına yükleyip geleceğini kurarsın ya, aynı öyle bir olay benimkisi. Nacizane çok iyi yetiştirildiğim ölçüde bunun karşılığını en iyi şekilde vermeye gayret gösteriyorum. Çevremdeki insanların da böyle bir tavır içinde olması beni mutlu eder aslında.
Henüz ilkokul yıllarında geçirdiğim kaza sonrası yaklaşık beş yıla yakın konuşma yetimi kaybetmiştim. Bu benim için sarsıcı bir gelişmeydi. Düşünsenize uzun bir süre konuşamıyor, derdinizi anlatamıyorsunuz ve hayallerinizin odağında gitmeye çalışıyorsunuz. Emin olun çok zor zamanlardı benim adıma. Bu sürecin getirdiği yan etkiler çok fazlaydı.
Bunların ardından her şey yoluna girmeye yakın diye hissederken karşıma başka bir dert çıkıverdi. Derece olarak küçük olan ama vücuduma etki eden bir kemik hastalığı geçirdim. Herşeyi atlatmak benim için hiç bu kadar zorlaşmamıştı. Süreç çok sıkıntılıydı. Ameliyat olduktan sonra belli bir ölçüde konuşmayı başarabilmiştim. Psikolojik etkileri yüzünden çokça saçmaladığımı hatırlıyorum. (Detaylandırmaya gerek yok, bilenler bilir.) Geçirdiğim kemik hastalığını atlatmayı başardım. Çok ağır bir hastalık gibi gözükmese de etkileri olmadı değil. İnsanlar çoğu zaman bunları yanlış anlamlarda kullandı. Eyvallah deyip içimize attık ki yapmamalıydık. Neyse ki bu süreç içinde karşıma çıkan insanlar ve üniversite sayesinde kendi yoluma bakma fırsatını bulabilmiştim. Ben bu sıkıntılı zamandan kurtulma fırsatını kendimde bulmuştum. Kişisel gelişim kitapları ve filmleri izlemeyi çok severdim ve zamanımın çoğu bunlarla geçiyordu. Bir nevi kendi doktorum olmuştum. Neyse ki girdiğim bataklığa saplanmamayı başarmıştım.
Bunları yazma sebebime gelelim şimdi de.
Özellikle bu yazıyı okuyan genç arkadaşlara seslenmem daha önemli olur sanırsam. Hayattan asla kopmayın arkadaşlar. Önünüze bir çok engel çıkacak ve sizi yıldırmaya çalışan kişi veya olaylar olacak ama asla yılmayın. Hayalleriniz aklınıza gelsin, yaşama amacınızı hatırlamaya çalışın ve yolunuza bakın. Gülmeyi ihmal etmeyin. Sıkıntılar olacaktır her zaman, her şey dört dörtlük değildir sonuçta. Sizi ayakta tutan yetileri ihmal etmeyin.
Yazıma kendi özdeyişimle son vermek istiyorum.
Engellerinizi sevin, onlarla barışık olun. Zira aşacak engel bulamayanlar da var.
Kendinize ve hayallerinize inanın, hoşçakalın...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre