Adem Koçaker 
Evsiz kalmış insanları bilir misin? Hani belirli bir yerleri yoktur ya… İşte sen de benim gönlümde öylesin. Seni kalbimde hiçbir yere yerleştiremiyorum. Dostum dediğime bakma aslında ben seni dostluktan daha fazla bir sevgiyle seviyorum. Seni bir yere yerleştiremediğim gibi sana duyduğum sevginin adını da koyamıyorum; sevgili diyemiyorum çünkü imkansızlık kadar uzaksın, dostluk da diyemiyorum çünkü dostluğun sevgisi sana duyduğum sevginin yanında bir hiç olarak duruyor.
Yüreğimde baki; ince sızım olarak kalacaksın. Gözlerimden akan her damlanın biri sen olacaksın. Uzaklıklar engel olmayacak seni sevmeme. Azrail kapımı çalana kadar senden gelecek ufacık haberi bekleyeceğim. Azrail kapımı çaldığı gün sana seni ne kadar çok sevdiğimi söyleyeceğim. İşte o zaman ölüm bende baki, ben ise sende kalacağım. Unutamayacaksın beni, kimseye anlatamayacaksın, hep düşüneceksin; beni aklından çıkaramayacaksın, olamaz diyeceksin. Ama düşündükçe anlayacaksın; senin gözlerinin içine baktığımı, sana bir şey olmasından korktuğumu, senin için ölüme gittiğimi düşüneceksin, düşündükçe kahrolacaksın ama beni bir daha bulamayacaksın. Hani bir söz var ya “toprak bir gün yağmurun kıymetini anlayacak ama o gün yağmur yağmayacak” işte bu söz o zaman sende daha fazla anlam kazanacak.
İlk tanıştığımız günü hatırladım yine; sanırım bir yaz günüydü. Gökyüzü güneşli benim hayatım karanlıktı. Ama sen geldin ve karanlık hayatıma bir ay gibi doğdun. Elini tutmuştum hatırlıyor musun? Aslında ben senin elini değil, sen benim elimi tutmuştun. Aslında sen de değil ikimiz de aynı anda birbirimizin elini tutmuştuk. Sonra birbirimize aptal aptal baktık. Şimdi sen bunu okuyunca yüzüne güzel bir tebessüm gelmiştir eminim. Ama bende artık ne bir tebessüm ne de bir mutluluk ifadesi hiç bir şey yok.
Ne güzel günlerdi; seninle aynı sofrada, seninle aynı mekanda, aynı sokakta, aynı caddede… Peki şimdi, ne sofra kaldı ne de cadde… Hepsi tuz buz oldu dağıldı.
Anlamsız bir şekilde sevmişim ben seni; hatalarını görmeyecek kadar kör etmişim kendimi. Şimdi senden kalan tek şey ne mi? Sol yanıma düşen ince bir sızı…
Adem KOÇAKER
Kalemin Secdesi
Bu yazıya 3 yorum yapıldı.
Allah aşkına, şu yukarıda yazdığım cümlelerin olduğu bir yazının sonu "sol yanımda ince bir sızı" diye biter mi yani hiç...
Olumlu veya olumsuz yorumların hepsine açığım ve saygıda duyarım ama itham etmek çok farklıdır. Fıtratımda her ne kadar kalp kırmak ve kötü konuşmak olmasa da size bir istisna yapmaktan çekinmeyeceğim.
Öncelikle eleştirmek farklıdır, düşünceleri çirkince söylemek farklıdır. Sizin eleştirinin anlamını bilmediğiniz ve kendinizi bir eleştirmen ilan ettiğiniz alenen ortada. Size cevap vermek istemezdim ama bu sizin haklı olduğunuzu düşündürebilir insanlara. Sırf bu sebepten ötürü yazıyorum. İyi bir okuyucu ve iyi bir yazar olmuş olsaydınız ani duygu değişimlerinin yer verildiği bölümleri eleştirmez anlardınız. İmkansız ve umutsuz bir sevdanın anlatıldığı yere “zoraki sevgi” kelimelerini yakıştırmazdınız. Eleştirecek başka nokta olmadığını biliyorum.
Eleştirmeye çalıştığınız için teşekkür ederim…
Eleştiriye açık değilseniz, neden binlerce insanın yazı ve şiir okuduğu bir sitede yazıyorsunuz? "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" derler. Yani siz buraya "eleştiriye açığım" yazınca öyle olmuyorsunuz malesef.
Ben kendimi eleştirmen ilan etmiyorum. Bu bana has bir durum değil. Sitenin herkese sağladığı bir hak. Sizi çirkince eleştirmek ya da size ithamda bulunmak istesem diğer yazılarınıza da yazardım benzer şeyler. Sadece bu yazıdaki üslubunuz, anlatımınız ve samimiyetten uzak olduğunu düşündüğüm ifade tarzınız rahatsız etti beni. Ve dile getirdim...
Yorumumu da zaten yanlış okumuşsunuz belli ki. "Zoraki sevgi" gibi bir ifadem olmadı. "Zoraki romantizm" yazdım.
Belli ki siz farklı duygulara gark olup bir yazı kaleme aldınız. Fakat okuyan herkes aynı hissi paylaşmak zorunda değil.
...ve tekrar etmemde yarar var; sert bir yorum olduğunu bilsem de, benimkisi itham değil. Yazıdan aldığım elektrikle öyle bir yorum yaptım. Ve neden samimiyetsiz bulduğumu da örnekleri ile açıkladım. Keyfe keder bir yorum yapmadım yani.
Özür dilerim memnun edemediğim için sizi.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre