Meryem olmak bedel ister; Hacer'in çöl ortasında yalnız kalıp Rabb'ine sığınması gibi...

Asiye'nin Firavun'un sarayında, küfür kokan duvarlar arasında tevhidi haykırması gibi...

İbrahim'in putları kırıp da "la uhibbul afilin" demesi gibi..

Dünyaya açarken gözlerini, adanmışlık ruhu işlemişti sinesine.

Zira daha Hanne karnındayken müjdelenmişti Mesih meyvesiyle.

Zekeriyya'nın gölgesinde yoğrulmuştu iffetiyle...

İnsanların bakışları ezerken yüreğini, kucağındaki Mesih meyvesini konuşturdu Rabbi!

Adanmışlığın adı Meryem, Rabb'inin imtihanlarına boyun eğmişti.

Çünkü o, Hanne'nin imanının eseriydi...

Meryem olmak bedel ister; bu çağda günahlara reddiyeler yazmış, haramlara karşı dur tabelası asmış, vicdanı hür, imanı gür, adanmışlık ruhu taşıyan ve yüreğini O'ndan(c.c) başkasına açmayan asil ruhlu bir genç gibi...

"Niyazımız o dur ki, Rab eyleye bizi adanmışlardan

Zira acziyet nakşedilmektedir, bu vakti hazandan."