Çok söze gerek duymuyorum bazen. Yoruyor asılı kalmış cümleleri yüreğimde taşımak. Sessiz ve sözsüz konuşuyorum. Dilimin döndüğünce değil kalbimin hissettiğince konuşuyor gözlerim. Özlüyorum hem de nefesimin son zerresince.
O gece asılı kalmıştı cümlelerim; söyleyemediklerim, söylemeye çalıştıklarımın içine hapsediyordu beni. Züleyha gibi kör olmuş gözlerime seni görme yetisi verilmişti sadece. Seni gördü bu gözlerim; gözlerinde bana olan sevginin en mahrem yanlarını ve söylemediklerini… Zamansız olan vedaların şikayetinden bahseden dostumun yerini başka bir dost almış.
Yine zamansız ayrılmışlığın acısı sarmıştı kalbimi. Motordaki hız rahatlatıyor gibiydi beni ama ölüme giden yol olduğunu asla bilemezsin o an. Bu gidişin sonu ölüm diyemezsin lakin yine de yaparsın. Türkülerin esaretinde yaşarız bazen en hüzünlü anlarımızı. Giriş kısmında başlar efkarımız konuşmaya ve nakarat kısmında son bulur acıların yüreğimize işleyişi. Konuşamadıklarımızı notalar seslendirir ve rahatlatır bizi… Rahatlatır demekten ziyade acıya alıştırır demek daha makul bence.
Onca yeniliğin içinde eski bir dostu görmenin verdiği mutluluğu hiçbir kelimenin ifade edemeyeceğini anladım dün gece. Kelimelerin sessizliğini ilk defa dün gece sana sarılırken anladım. İşte dostum dün gece, vakitsiz ve zamansız vedaların hüznünü bir kez daha yaşadık. Bilirim ki ayrılık olmadan sevgiler havada asılı kalır. Vedanın tadını seni görünce anlıyorum ama veda etmek kadar zoru da yok.
Şimdi dostum tekrar elveda… Seni, mazlumları ve inananları koruyan Rabbime emanet ediyorum. Emanetleri kaybolmayan Rabbimin seni bana tekrar göstereceğine inanarak ve bunu bilerek seni Allaha Emanet Ediyorum.
Adem KOÇAKER
Kalemin Secdesi
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre