Kimi kendi ekmeğinin peşinde çalışıp çabalıyor, kimi yollarda caddelerde dilencilik yapıyor. Malum okul zamanı... Çocukları okul öncesi berbere götürdüm. Berber yanına yardımcı yeni bir çırak almış. Suriye'li. Daha Türkçe bir kelime bile bilmiyor. Babası marangozun yanında çalışıyor, annesi iki çocukla evde boncuk nakış yapıyormuş. Büyük oğul ise daha 10 yaşında aileye destek için berber çıraklığı yapıyor. Oturdukları evi bir görseniz yüreğiniz burkulur. (Küçük diye evimi şikayet ettiğim için kendimden utandım.)
Annemin yan binadaki komşuları - komşuları diyorum birkaç aile aynı evde oturuyorlar. Savaşta atılan bombalar genç delikanlının bacağını parçalamış. Birçok ameliyattan sonra, şuan platinlerle geziyor. Kadın sınırı o korkuyla aşmaya çalışırken altı aylık bebeğinin canını kurtarmak için kayınbiraderine yavrusunu vermiş ve kendisi oracıkta tek kurşunla ölmüş. Birkaç aile bir arada 2 odalı bir evde yaşıyorlar. Kim ne iş bulursa onu yapıyor. Her semtte bir Suriyeli okulu olacakmış. Ama oturduğum semtte öğrenci çokluğundan dolayı yetişemiyorlar. Semtin ortaokulunu yarım gün Türk öğrencilere, yarım gün Suriyeli öğrencilere kullanmak üzere ikiye bölmüşler. Okulda çocuğu okuyan veliler de, öğretim görevlileri de mikrop kapacağız diye endişeliler.(hıh sanki kuş gribi, domuz gribi Suriyelilerden bulaştı) Tabi onlar da haklı yanlış anlaşılmasın; yol kenarlarında dilenenleri gördükçe korkuları artıyor.
Bulunduğum semtte bir parkı işgal etmiş evleri gibi düzen kurmuş yaşıyorlarmış duyduğuma göre. Sayıları her geçen gün artıyor. İyileri de var kötüleri de tabi. Tıpkı bizler gibi. Ben her olayda empati kurmayı yeğlerim. Onların yerinde olsam ne yapardım, nasıl yaşardım... Kadın orada ne kadar zengin olduğundan villalarından, son model arabalarından bahsediyor. Ağlayarak; gözyaşlarını kimi zaman avucuna, kimi zaman içine akıtarak... Fakat diyor, herşeyimiz bir bombayla birkaç kurşunla yok oldu gitti. Allah bunları bize yaşattıysa elbet bir sebebi vardır diyor. Ben ne zaman, ne kadar Allah'a hata yaptık diyor yarım yamalak Türkçesi ile.
Haberlerde bir sürü hırsızlık cinayet duyuyoruz isimlerinin geçtiği... Peki hepsi mi kötü bu insanların, hepsi mi etrafa mikrop saçıyor? Elbette değil. Pire için yorgan yakılmaz. Müslüman Müslüman'a yardım etmeli ama kime nasıl etmemiz gerektiğini iyi düşünmeliyiz belki de. Öyle ya da böyle, yanlış ya da doğru sonuçta Türkiye'de bizimle yaşamaya başladılar. Bu çok tartışmalı bir konu görüşlere göre. Benim düşüncem insanların kötüsünü iyisini kendimizce ölçüp tartmalı ve empati kurmalıyız. Sadece onlar için değil hepimiz için her toplum insanı için...
Bu yazıya 5 yorum yapıldı.
Bir yanda şehirlerde pek çok yerde rahatlıkla görebileceğimiz üzere sokaklarda yaşayan binlerce insan, bir yanda televizyonlarda duyduğumuz "Suriyeliler şuraya saldırdı", "İnsanlar Suriyeliler'e saldırdı" gibi haberler ve bir yanda da kimsenin haberi olmadığı kadın ticareti gibi tuzaklara düşürülmeleri...
Ne diyeyim; Allah affetsin...
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre