Soğuk bir Ankara akşamında üşüyorum yokluğunla. Terk ettiğin bir köşedeyim. Kokunu ilk içime çektiğim köşe başında... Kokuna aşık olduğum yerde sensizlikle titriyorum, kalbinin oralarda bir yer açarsın umuduyla. Yapayalnız, seninle... Dilenci gibi işte. Kalp dilencisi. Kalbimin ‘’sen’’ tarafından fethinden sonra sevgini dileniyorum ortalıkta. Canına canım diyorum, canın değilken.
Gerçi alışkınım bu duruma; Sen ile sensiz olmaya... Sen fethinden önce de senin o. Senin için atan bir kalp vardı ortada. Sen senin olanı almış oldun sadece. Ben de peşinde dolaşan, kalbimin dilencisi oldum.
Sevgini dilenir oldum, elini ilk tuttuğum yerde. Yine aynı sensizlik kokan köşe başında, bizim yerimizde. Bizim diyorum artık oraya. Çünkü sen oradaydın, çünkü ben hep oradayım.
Varsa bir kalbin alırım. Yoksa, yoksa da boşver. Kalpsiz de yaşarım, kalpsiz de severim.
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre