Hafif bir sersemlikle daldım. Kulağımda brandaya düşen yağmurun haşin sesi varken sığındığım bu yerin adını merak ettim bir an. Çayımı yudumlarken ayıldım kendimdeyim. Yine o sık sık olan his belirdi. Sigarayı terketmemle çay arasında sıkı bir ilişki var. Bu da muammada kaldı. Kapağını yavaşça açıyorum pudingimin ve kapakta kalanlarla başlıyorum işe. Küçük plastik kaşıkla o soğuk ve dolgun lezzete ilk dokunuş. Haz...
Sokakta ıslanmamak için koşturan insanlara takıldı gözlerim. O bellerini çeviren sıcak arzuları soğumuş ve ıslanmış halde nasıl da hedefine kitlenmiş haldeler. Varmak... Oysa nasıl da en ufaklarına kadar takipçisiyiz hazlarımızın. Sokağa takılmamam mümkün mü... Düzgün bir ruh halinden çıkası şeyler değil benimki. Yağmurla beraber yerin altında akan giden bu şehri düşünüyorum. Ölüler, kan, sümük, meni, tükürük...
Beraber yaşıyoruz ama yerin altında daha beraberiz. Üstü daha mı lirikal, biri bana açıklamalı.
Çikolatalı pudingime geri dönüyorum. Uzun bir aradan sonra yağışın getirdiği yaban misafir şu nem burnuma ve oradan tüm vücuduma yeni yeni ferah yollar bırakıyor. Beraberinde ıslanmak duygusunun tüm hücrelerimde uyandırdığı bakir hislerle yudumluyorum pudingimi. Tüm hücrelerimde hissedebiliyorum soğuk taze ve ıslak tadı. İçimde yeni yeni damarlardan çağlayan huzur, yüzümde tebessümle düşüyor karaya. Uzun süredir hissetmediğim bu duygunun adını aradım. Mutluluksa bile gerçek değildi, tuhaf şey. Yapay bir şeyler tüketiyor ve yine zevklerim adına teoriler üretiyorken asla. Asla... Binbir çeşit hikaye taşıyorlar. Tükürük ve farklı farklı sıvılar, leşler, kan, meni, sümük, toprak ve su bu şehir. Yerin altında daha beraberiz. Burda kendimdeyim. Buraya kadar dakikalar geçti ki sığındığım yer tekrar takıldı. Yağmur içten içe eritmiş merakımı. Kalktım.
Ne kadar oldu bilmiyorum. Sarhoştan ne farkım vardı. Zihnime yapışmış bulanık bir düşünceyi farkettim. Kahireliyi unuttum. Yürüyorum... Beni gerçekten anlayan bir kişi bile bulamamanın canımı iyice sıkmaya başladığı sıralar.
Bunalıyorum. Psikolojim kabuk tutmayan yara gibi. Düşündükçe kanıyor sanki. Meydandan çıkmak üzereydim. Uzun, ince ve kalabalık bir yol vardı önümde. Ne zaman böyle basık bir havada çevremden insanlar aksa sanki dururdu zaman. Hızlı adım atsam da kalp atışım yavaşlar, uyku çöker, alnım gerilir, gözlerim kısılır ama bir o kadar da dikkatim artardı. Ahh düşünmek...
Aynı hizada yaklaşık elli metre kadar ötede bir bayan çarptı gözüme. Beresi ve altından omuzlarına dökülen saçlarıyla, mevsiminin taze sera mahsulü gibiydi. Yapmacık. Fakat berenin sol tarafı havadaydı; biraz acele etmiş olmalı takarken. Yaklaştıkça adımlarından kendisi için önemli bir yere gittiğini anlamak zor değil. Sık sık sağ kolundaki çantasını silkiyor. Stresli ve düşünceli bir tavır bu. Yaklaşıyorum... Kıyafetinden sonra çantasına bakarsak, sırf uyması için hesabını aşan bi' harcamaya benziyor. Onu aldığında uzun bi süre mutlu olmuş olmalı. Koyu yeşil fuları başka renk seçeneği lüksünün olmadığını söylüyor. İmkansızlar içinde kendince dişi zekasını kullanıp iyi bir av bulmuş olmalı. Yaklaşıyor...
Çok yavaşlamıştı. Ben de. Gözleri anlamsızca bir noktaya bakıyor. Dalgın olmalı. Bolca kullandığı rimeli kirpiklerine takma etkisi vermiş. Aynada en az yarım saat geçirilmiş bir yüz. Fakat hemen sol gözünde basit bir makyaj hatası. En son aynanın önünden ayrılmadan sürme kullanmış olmalı. Acele ettiği her halinden belli. Yaklaşıyor... Bu da ne, tester parfümlerini boca etmiş üstüne. Sanırım zihinsel olarak ergenlik döneminde. Onu öldürecek olsam suratının halini görmeyi çok isterdim. Her neyse çok yaklaştı ve sanırım on dört on beş saniye vardı. Çarpsam neler olurdu? Kumar oynamak gibi birşey bu zevk. Geleceği hissetmek anı yaşarken. Sol omzuna yöneldim...
Beresinin sol tarafı sallantıyla çıkmak üzere olduğunu fark ettirir, elini atar. Muhtemelen saçlarını kulak arkasına atan kibirli kız hareketi yapar veya iki elinin arasına alır başını. Ve anlık korkacağını düşünüyorum. Bence cevap vermez. Yürüdüğü altı yedi adım boyunca saçlarını üstünü başını düzeltir. En fazla üç saniye arkasına bakar. Hızlanacak ve omzu vasıtasıyla çantasını en az bir kere silkecek. Havaya bakan başı daha aşağıda olacak. Ve son olarak saçının önünü eliyle yana atması muhtemel bir şirin bere takan kız havasını tamamlayacak. Çok dengeli yapmam lazımdı. Ki ben soğukkanlı biriyim. Ona bakmayarak ilerledim ve sol omzuna yöneldim.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre