Gecenin bi' yarısı canımın çektiği kahveden korkarım. Gecenin sonsuz bunalımına tipik bir davetiyedir kendisi.
Sen gittiğin yerden dönemeyeceksin, benim yollarıma karışma.
Ben yarından habersizim, tercihlerime özellikle ekledim. Üstelik kendime ettiğim eziyetlerin açıklayamadığım tutkusuna kapılmış haldeyim.
Ruhum oldukça yaşlanmış cancağızım, bedenime ayak uydursa ikide bir düne gidip ah çeker mi bir kasaba manzarası, bir bardak çay ve bir sigara için?
Hakikat herkes gitti, birçoğu kayboldu. Kalanlar birbirine sahip çıksın. Geçmiş uçup gidiyor. 20 yaşıma yakışıyor mu bu bunalım? Hep söyledim, ansızın öleceğim.
Öleceğim ölmesine de gözüm arkada kalmayacak. İstanbul'u çektim içime, olunabilecek tüm pişmanlıkları yaşadım. Her pişmanlığın bir adım gerisi özgürlüktür mirim. Alabildiğine sahici özgürlük.
Bulutlardan düştükten sonra acıyan yerlerine de pişmanlık denir.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre