İnanç ve Yaşam Dengesinde

Bizim yaşadıklarımız inancımızın gerekleriyle bağdaşıyor mu acaba hiç düşündük mü? Evet, yaşam tarzımız, yürüyüşümüz, konuşmamız ve her türlü hal ve davranışımız mümince mi acaba? Zannediyorum bu gün toplum olarak inancımız ile yaşayış tarzımız çoğu zaman uyuşmuyor neden mi? Dinin emir ve yasakları bellidir. Bu emir ve yasaklar “Kur’an-ı Kerim” ve “Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) Sünnet”inde mevcuttur. Mesela “yalan söylemeyeceksin” diye buyuruyor inancımız, ama günlük yaşamda hiç bu emre aldırış etmeden çok rahat yalan söyleyebiliyoruz. Oysa mensubuyuz dediğimiz dinin mübeliğcisi Efendimiz (sav) şaka yaparken bile yalan söylemezdi. Keşke bir nebze olsun O’nu (sav) anlayabilseydik… Heyhat dünya ve nefsimize takılıp yollarda kaldık…

Kur’an ve Sünnetteki nasların asla birbirinden ayrı olarak değerlendirilmeyeceği kesinlikle bilinmesi gereken bir husustur. Bir ayeti ya da bir hadisi o konudaki diğer naslardan ayırarak alıp amel etmek son derece yanlış bir tutumdur. Bu yanlış tutum, günümüzdeki birçok insanın sapmasına veya gerçekleri yanlış algılamasına neden olmuştur. Günümüzde toplum tarafından birçok konu gibi “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah’ın)” ile alakalı hadislerin de yanlış anlaşıldığı kanaatindeyiz.

Ebu Hureyre (r.a) anlatır: Resulallah (sav)’a: “Ey Allah’ın Resulü! Kıyamet gününde senin şefaatinle insanların en mesut olanı kimdir?” diye sordum. Resulallah (sav): “Ey Ebu Hureyre! Gerçekten ben ilme olan hırsından dolayı senden önce hiç kimsenin bu bilgiyi sormayacağını tahmin etmiştim. Kıyamet günü şefaatimle insanların en mesut olanı kalbinden ihlaslı bir şekilde “Lâilâhe İllallah” diyen kimsedir.” buyurdu.1

Ubade b. Samit (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resulallah (sav) şöyle buyurmuştur: “Her kim kendisinin ortağı olmayan, tek olan Allah’tan başka hiçbir ilahın bulunmadığına, Hz. Muhammed’in O’nun kulu ve Resulü olduğuna, Hz. İsa’nın Allah’ın kulu ve Resulü ayrıca Hz. Meryem’e ilkâ ettiği kelimesi ve kendisinden bir “ruh” olduğuna, cennet ve cehennemin hak olduğuna şehadet ederse, Allah onu yaptığı amellere göre cennete koyar.”2

Müslim ve Tirmizî’ye ait olan başka bir rivayette ise Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim Allah’tan başka hiçbir ilahın bulunmadığına ve Hz. Muhammed’in Allah’ın Peygamberi olduğuna şehadet ederse, Allah ateşi ona haram kılar.”3

İslam âlimleri “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah)”i telaffuz eden kimselerin cennete gireceğini bildiren hadislerin yorumunda üç gruba ayrılmışlardır.

Birinci grup: “Bu hadisler, İslam’ın ilk yıllarında farzlar emredilmeden önce söylenmiştir. Farzlar emredilip hadler belirlendikten sonra bu hüküm nesh edildi/ortadan kaldırıldı.” demiştir.

İkinci grup: “Bu konuda nesh iddiasına hiç de gerek yoktur. Çünkü namaz ve zekât gibi farzlar ve İslam’ın diğer rükünleri zaten “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah)”ın gereklerindendir.” demiştir.

Üçüncü grup: “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah)”ı telaffuz etmek, farzları yerine getirerek günahlardan kaçmak şartıyla kişinin cennete girmesini ve cehennemden kurtulmasını sağlayan bir etkendir. Eğer kişi farzları eda etmiyorsa ve günahlardan da sakınmıyorsa “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah)”ı telaffuz etmesinin, o kişiyi cehennemden korumayacağını belirtmiştir.”

Evet, “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah)” başlı başına Müslümanlık için büyük bir rükündür. Çünkü orada Allah’a iman olduğu gibi; Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak gerektiğinde belirtiyor. Ama sadece “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah)”ı söylemekle kişi direk cennete giremez. Zira bu hakikat Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilir: “Elif, Lâm, Mîm, Müminler sadece “İman ettik” demeleri sebebiyle kendi hallerine bırakılıvereceklerini, imtihana tâbi tutulmayacaklarını mı zannettiler? Biz elbette kendilerinden önce yaşamış olanları denedik. Allah elbette şimdiki müminleri de imtihan edip iman iddiasında sadık olanlarla, samimiyetsiz olanları elbette bilecektir.4”

Evet, gel de bugün bu hakikati “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah)” diyen herkes cennete girecektir.” Hadisini referans alarak gününü gün eden, helal harama dikkat etmeden, vur patlasın çal oynasın mantığı ile hareket eden, biz kültür Müslümanlarına anlat… Efendimiz (sav) hakikati beyan etmiştir ve “Kelime-i Tevhid (Lâilâhe İllallah)”ı diyen herkes Cennete mutlaka girecektir. Ama Cennetin yolu da Cehennemden geçer. Bazıları hisseder eziyet çekerek geçer ve Cennete ulaşır. Bazıları da hissetmez ve süratle geçip gider Cennete ulaşırlar... “Sizden hiç kimse yoktur ki cehenneme varmasın. Bu Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.5” Burada vürud: girme, fakat “uğrayıp geçme” manasında bir girme ifade eder. Bu işkâli, Hz. Peygamber (a.s.)’ın şöyle giderdiği rivayet olunmuştur. “Herkes cehenneme girer, fakat müminler için Hz. İbrahim’e olduğu gibi ateş serin ve selamet olur.”

Evet, baştaki soruyu bir kere daha soralım kendi nefsimize ve kulak verelim vicdanımıza eminim vicdanımız sızlayacaktır... "Bizim yaşadıklarımız inancımızın gerekleriyle bağdaşıyor mu acaba hiç düşündük mü?"

Rabbim bize hakikati anlamayı ve hakikatle amel etmeyi nasip etsin… Ve bizi Cennete layık ameller işlemeye muvaffak etsin…

Selam ve dua ile…

Kaynaklar:

1. Buhari

2. Buhari

3. el-Camiu’s Sağir

4. Ankebût Suresi – 1,2 ve 3. Ayetler

5. Meryem Suresi – 71. Ayet

Etiketler: yaşam inanç