-fakat nedir bu haliniz? Kalbiniz mi kırıldı?
+hayır, kırılacaktı ki ben kurtardım. Kendi kendime. Kimse yerden bir parça alıp da yerine koymadı. Ben teker teker aradım parçaları. Ben buldum. Denizden kum alıp sardım etrafına, tane tane oturdular boşluklara anlamsız ama yerinde.
-neden Eybis benim adım, neden normal bir isim verilmedi bana tarafınızdan?
+gerçek isimler ancak birer yanılsamalardır. Gerçek isimler her yerde var, milyonlarca harf ne işimize yarayacak? Bu güzel benzetme betimleme isteği getiriyor. Ne o yoksa beğenmediniz mi?
-Hayalleriniz can yakıyor gibi. Şu anda bir hayalle konuştuğunuzun haberini size vermem gerekir.
+Hayal olduğunuz için böyleyim. Hayalimde bile benzetmeler aracılığıyla konuşuyorum sizinle. Bakın bakın titriyorum sanırım. Haydi bir kuş yollayın da durdursun titrememi.
-Fakat ben yokum, yok olmayan bir şey ile nasıl konuşursunuz? Ondan nasıl bir şey istersiniz?
+O zaman şimdi bir orman düşünün, uzun uzun ağaçların arasından gün ışığı süzmeleri. Hava ne yaz ne bahar, kışla karışık sonbahar ama baharı andıran ısı var. İleride ama çok ileride değil işte orada bir salıncak var, gördünüz mü? İpi gayet sağlam ve oturağı tahta. Sakın oturup da sallanayım demeyin. Çünkü üstünde bir papatya var gördünüz mü? Biraz yıpranmış ama daha gezeceği çok orman var gibi.
-Papatya ne arıyor peki?
+Gerçeği, gerçeğin gerçek anlamını.
-Gerçeğin gerçek anlamı yoktur bence. Tarafınızdan çok sevildiğimi bildiğim halde bir hayalim.Ve siz bana gerçek gözüyle bakıyorsunuz. Şimdi gerçek ve hayal arasındaki açığı nasıl kapatacaksınız? Siz Eybis'e gerçek gözüyle bakarken başka canlılar gerçeklerle savaşıyor. Çatışıyorlar içlerinde durmadan. Bencilliğiniz bende olsaydı şayet canımdaki yanmalar artardı şüphesiz!
+Ormanı hatırlıyor musunuz?
-Evet hala gün ışığı süzmeleri zihnimde.
+Bakın siz bir hayalsiniz, ve hayal ettiniz. Gün ışığı süzmelerini demet demet yaydınız zihninize, bahar ısısı veren sonbaharı geçirdiniz ellerinize. Ama bakın sıcak gibi değil elleriniz. Hayal ettiniz, sizde bir papatyayı almış oldunuz elinize. Şimdi sizin de bir ormanınız var. Şimdi bencilliğimi anladınız mı? Salıncağın üstündeki papatyaya kibar davrandınız ve aldınız elinize.
Eybis, hayallerimi aldınız ellerinizle. Elleriniz sıcak değil, soğuk şimdi ama en sevdiğim soğuk. Bu yüzden hayalsiniz, hayallerime sahip çıkmanız için hayalsiniz. Kimse bilmiyor sizi, ne şeklinizi, ne karakterinizi. Bu yüzden tarafımdan çok seviliyorsunuz .Bu yüzden kendinize hayal diyorsunuz.
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre