Bazen öyle bir acı hissedersin ki içinde canın çok yanar. Bağırırsın avazın çıktığı kadar, ama sesini duyan olmaz. Ya kimse takmaz seni ya da sen yeterince çıkarmazsın sesini. Çoğu zaman huzuru temsil eden sessizlik o anda canını yakar. Boğazın düğümlenir, her yutkunduğunda için
parçalanır. Görmezden gelmek istersin onun o güzel gözlerini ama nafile. Sana her baktığında ömrüne ömür katan o inci gözler o andan itibaren ömründen ömür çalar. Sen yine de görmek istersin o güzel gözleri, hatta ömrünün son bulacağı ana kadar bakmak istersin o gözlere. Çünkü senin için en güzel ölümlerden biridir onun gözlerine bakarken ölmek. Belki de kendini kandırıyorsundur. Belki de hiç yoktur o güzel gözler, belki de hiç yanmamıştır canın, içini ısıtan o gülücük belki de hiç var olmamıştı. Belkiler ve keşkelerle geçti ömrün. Hep diğer seçeneği düşünmekten anı yaşayamaz oldun. Hiç bi' kararından mutlu olmadın. Hep kendine ve başkalarına kötülük yaptın istemeden. Değdi mi ? Boşa geçirdiğin zamanlara, akıttığın gözyaşlarına, canının deliler gibi yanmasına değdi mi söyle bana ?
EVET DEĞDİ.
ÇÜNKÜ GÖZLERİN AŞKI YAŞAMAYA DEĞERDİ..
Bu yazıya 4 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre