Cemregül'e

Vakitsizliğim dert olmuştu sessizliğime

Ayân beyândı halim,

Adım atmaya yoktu mecâlim

Gitti yazmak istediklerim, kalmadı aklımda

Bana küsen kalemim değil, sadece ellerim

İçindeki ucu tüketmeye can atıyor atmasına da,

Ben kaybolmuşum içimdeki boş sokaklarda

Ve siyahlığına uğursuz denilen bi kedi bile çıkmamış karşıma.

Oysa şükretmeye bile ihtiyacım vardı hurafelere inanmadığıma.

Ne dersen de dünya dönüyordu, evet

Kalmalara inat sanki insan da küçük bi dünya...

Dönmeler ortak da; biri geriye, biri hep kendi etrafında

Ama sözüm sözdü, dönmek yoktu bu yolda.

Zeminin kayganlığından değildi korkularım

Ve kabul olmuştu dualarım.

"Düşerim düşmesine de sen hep kaldır Allah'ım!"

Sonra mı?

"Dönersek kalleşiz" diyen biri daha çıktı karşıma

Tanırım diyemem kendisini, bilmem

En sevdiği şiiri, en sevmediği şairi,

Kırgınlıklarını, korkularını, en sevdiği kitabı,

Lafa nereden başlayıp, nerde bitirdiğini.

Ama bilirim, hem de çok iyi,

Gözyaşlarının hep başkasının günahını ıslattığını,

Bi çokları gibi taşlı dikenli yollara çıktığını,

Benim gibi kendinden söz üstüne söz aldığını,

Hayatının tek güftesini bestelemeye çalıştığını...

Hüsn-ü zanlarımın hepsini gözüm kapalı verebileceğim,

Görmeden kanımın, canımın ısındığı,

Çok iyi bi insan tanıdım ben velhasılı...