"Geleceğimizin teminatı…" derler, lakin her gelecek iyi midir acaba? Sancılı bir doğumun ardından, masum ve tertemiz gözünü açar dünyaya bebek, daha sonraki evrelerden sonra çocukluk başlar ama bu her yerde böyle midir, her çocuk çocukluğunu yaşar mı acaba. Savaş ortasında çocukluğunu unutanlar, işkence altında büyüyenler, açlıkla savaşamayıp yaşamını yitirenler, enfeksiyonel hastalığa yenilenler…
Ya onlar, onlar için de Dünya Çocuk Hakları Günü mü?
Filistin ve Suriye’de savaş ortasında oyuncağını görmeyip silah gören çocuklar, Çin Uygur Bölgesi’nde baskı altında kalıp dinlerini yaşayamayan çocuklar, Afrika’da su içemeyen, ekmek bulamayan çocuklar, ve yine Afrika’da hastalıktan ölen çocuklar; bugün sizin gününüz değil bugün BM’nin, AB’nin ve benzeri kuruluşlara bağlı bazı ülkelerin çocuk hakları günü. Biz suçluyuz çünkü siz çocukları görmedik. Yok yok daha doğrusu görmek istemedik, duymak istemedik. Yazık benliğimize, hani siz geleceğimizin teminatıydınız. Yazık o geleceğimize...
Dünyanın en masumları sizlersiniz ve en kötüsü de dünyada söz sahibi olan liderlerdir. Keşke onlar da sizin gibi masum olabilselerdi... Sizin adınıza ilan edilmiş günler var. Çok komik değil mi, ölümünüzü izleyen kurum ve kuruluşlar hatta ülkeler sizin için gün ilan etmişler. Beni en çok etkileyen yaştır çocukluğum ve çocuklar. Ya çocuk gelinlere ne denmeli, halen başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede çocuk yaşta gelinler var. Sizin hesabınızı kim verecek, kim!
Dünya Çocuk Hakları Günü'nü kutlayanlar ve etkinlikler yapanlar; siz hangi çocukları görüyorsunuz ha. Çocuk gelinler, çocuk işçiler, çocuk savaşçılar vs. bunların sonu gelecek mi? Suç malum, suçlu malum ama hesap sorulacak mı orası manidardır işte. Bazen sizi anıyoruz ama sadece bazen çünkü siz geleceğimizin teminatısınız ya hani, biz geleceğimize çok iyi sahip çıktığımız için sizi bazen anıyoruz, o yüzdendir ki sizin doğal haklarınızı, eğitim hakkınızı ve sosyal haklarınızı işgal ediyoruz çünkü geleceğimizi sözde çok iyi biliyoruz. Müsadenizle çocuklar için yapılan bazı araştırmaları sunacağım;
1)Ülkemizdeki çock gelin sayısı yıllara ve durumlara göre;
2002-2012 yılları arasında toplam evlenme sayısı ile evlenen kız çocuk sayısı şöyle:
Yıllar Toplam evlenme sayısı Evlenen kız çocuk sayısı Evlenen kız çocuklarının toplam içindeki oranı
2002 510.155 37.263 7,3
2003 565.468 45.981 8,1
2004 615.357 49.280 8
2005 641.241 51.944 8,1
2006 636.121 50.366 7,9
2007 638.311 50.723 7,9
2008 641.973 49.703 7,7
2009 591.742 47.859 8,1
2010 582.715 45.738 7,8
2011 592.775 42.700 7,2
2012 603.751 40.428 6,7
ve birçok alanda yapılan araştırmalara göre yine ülkemiz bazında çoçukların durumu;
TÜİK, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, barolar, Meclis soru önergelerine verilen cevaplar; sivil toplum kuruluşları ile akademisyenlerin araştırmaları ve günlük gazetelere yansıyan olaylardan elde edilen veriler ve istatistikler şöyle:
- Bir yılda aile içi şiddette 15 çocuk öldürüldü, 20 çocuk intihar etti ve 59 çocuk işçi ise kazalarda hayatını kaybetti.
- Türkiye'de sokakta yaşayan çocuk sayısı 3 bin. Sokakta çalıştırılan çocuk 500 bin ve dilendirilen çocuk sayısı 10 bin.
- Yoksul çocuk sayısı 4,5 milyonu aşarken, çocuk işçi sayısı bir milyonun üzerinde, bunların yüzde 45'i tarım işçisi. Çocuk işçilerin yarısı okuluna devam edemiyor.
- 2 bin 550 çocuk uyuşturucu kullanıyor. 0–18 yaş grubu madde bağımlılarının sayısı ise 99 bine ulaşmış durumda.
- Tutuklu ve hükümlü çocuk sayısı 3 bin. Suça sürüklenen çocuk sayısı son 3 yılda 250 bin.
- 4 buçuk milyon çocuk okula gidemiyor. 1 yılda ilköğretim okuluna hiç kaydedilmeyen okulsuz çocuk sayısı 75 bin.
- Son 3 yılda çocuk gelin sayısı 130 bini geçti.
- Son 3 yılda kaybolan çocuk sayısı jandarma ve polis bölgesiyle birlikte 27 bin.
- Son 3 yılda 500 bin çocuk hakkında adli işlem yapıldı.
- Çocuk seks kölesi son 3 yıldaki çocuklarla birlikte 50 bine ulaştı. Son 3 yılda taciz ve tecavüze uğrayan, adli mercilere yansıyan çocuk sayısı 70 bin. Türkiye çocuk pornografisinin de en yaygın olduğu ülkelerden biri. Çocuklara karşı cinsel saldırı, taciz tecavüz davalarında 2008'den 2013'e kadar yaklaşık yüzde 400 artış gerçekleşti. Adalet Bakanlığı verilerine göre, çocuğa karşı işlenen cinsel taciz, saldırı ve istismar suçları ile ilgili davaların sayısı, 2008'de 7 bin 500, 2009'da 13 bin 812 iken, 2011'de 18 bin 334.
Yarınlarımızın çocuklarımız için aydınlık olması dileğiyle. Unutmayın ki bu araştırmalardaki çocuklar ve bu olaydan etkilenen çocuklar bir gün sizin de çocuğunuz olabilir. Sizler siyah da olsanız beyaz da olsanız, iyi de olsanız kötü de olsanız çocuksunuz. Gözlerinizden öpüyoruz, sizi çok seviyoruz...
Bu yazıya 29 yorum yapıldı.
malesef günümüzde bu taşlar pek yerinde durmuyor. . Olmasi gerekenden daha az ilgi görüyor. . Daha doğrusu onlar görülmüyor .. malesef yaşanan onca şeyde yok sayiyoruz onlari , onlarin kurguladigi temiz dünyayı. . Yazi harika ellerine emeğine sağlık Ferhatçim belki güzel bir farkındalık yaratır ve belki birkac çocuğun hayali kirlenmeden gerçekleşir ..
Senın de dedıgın gıbı,Çocuk olamadan birey olmaya zorlanan ve bu duruma maruz kalan bır cok çocuk var .Bu duruma toplum olarak sessiz kalmamız suistimal mı yoksa bunun adına suıkast mı denılır orası da muamma …Gelecegımız olan çocuklara ÇOCUK oldukları bılıncınde davranmamız ve daha duyarlı olmamız UMUDUYLA..:)Farkındalıgımıza farkındalık kattıgın ıcın tesekkurler.kalemıne saglık..:)
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre