Öğretmenler ve Öğretenler

Ta ilkokul sıralarında düşlemiştim öğretmen olmayı. Ama bu öğretmenimi örnek aldığımdan değildi. Sınıf öğretmeni şanstır ve ben şanslı değildim. Öğrencilerini bağırarak eğiten, sinirle döven, hakaret eden bir hocanın öğrencisi oldum. Hiç unutmadım onu. Ortaokula geçince her dersin hocası farklı oldu. Sınıf öğretmenimizden ayrıldık. Diğer sınıflar ağlarken ben ağlamadım. Ama ziyarete gittim. Çünkü vefalı olmayı ailemden öğrendim. Elini öptüm, belki sevindi bilemiyorum ama sevinmesini istedim. O bir öğretmendi meslek olarak ya da sadece öğretendi. Her öğretmenler gününde ilkokul öğretmenim aklıma gelir. İnşallah çok iyidir sağlığı da sıhhati de... Her ne olursa olsun bizi o büyüttü bunu biliyorum.

Öğretmenlik farklı bir meslek. İş değil aşk meselesi. Sevmiyorsan olma! Okuma! Sonradan gördüm; öyle öğretmenler varmış ki aşkla şevkle işini yapan. Umarım onlardan olurum. Daha yolun çoook başındayım ama yıllar sonra dönüp baktığımda yıllarımı iyi hatırlamalıyım. Lise edebiyat öğretmenlerimden rahmetli Hasan Hocamı özlemle anıyorum. Yer etti kalbimde. Onu kendime örnek aldım. Sonrasında üniversite gördük biz de. Dedik ki üniversite hocaları dersi anlatır çıkar, anladıysan anladın; anlamadıysan güle güle! Ne bilelim böyle duymuştuk. Baktık ki hepsi rivayet. Biz şanslıydık! Biz "Öğretmen"lerden ders aldık.

ÖĞRETMENLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!