Görüntüsüz sesler birlikteliği her yanımızı sarmış durumda. Biz dinlerken görme iç güdüsünü bu araç sayesinde öğrendik diyebiliriz. Radyoyu anlatacağımızın ipucunu verdik sanırım. Bize yardımcı olacak isim ise Zirve Radyo'nun değerli ismi Çağatay Bayramoğlu.
Çağatay Bayramoğlu diyor ki;
Gerçekten de öyle. Radyo kulaktan kalbe giden sestir aslında, Birçok insan radyonun artık dinlenilmediğini, geri planda kaldığını düşünsede radyo aslında günlük hayatımızın birçok alanında girmiş durumdadır. Dolmuşta, kafede, mağazalarda... Aslında sürekli radyo açık durumdadır ve biz farkında olmadan onları dinlemek durumunda kalırız.
Bana göre radyonun ruhu çok farklıdır. Radyonun televizyondan farkının sadece görüntü eksikliği olduğu düşünülür ama aslında radyonun televizyondan birçok farkı vardır. Radyoda beyin ile birlikte ellerininde çok hızlı calışması gerekir. Konuşurken diksiyonun düzgün olacak, ne dediğini bileceksin. Mikseri yönetirken müzikleride ayarlayacaksın. Aslında her iş dışarıdan çok kolay gözükürde içine girdiğinde çok karmaşık bir hal alır, radyo da onun gibi aslında ama bilinmesi gerekirki televizyonunda sinemanında birçok alanın temeli radyodan geçer.
Baktığınız zaman Okan Bayülgen, Beyazıt Öztürk, Kadir Çöpdemir ve adını sayamadığımız birçok ünlü isim adımını radyodan başlayarak atmıştır. Radyonun ruhunu ben hiçbir yerde bulamadım. Bir mikrofon ve dünyaya seslenmek inanılmaz bir duygu.
Tabiki iletişim araçlarını düzgün kullanmakta insanlara doğru bilgileri ulaştırmakta bu konuda çok önemli. Birde genelde radyoların kalİtesiz olduğundan söz ederiz. Aslında günümüzde bir çok yerel radyonun durumu iyi olmasada bu radyonun dinlenilmemesinden değil orayı yöneten kitlenin oraya saygısı olmayışındandır.
Sözlerimin sonuna gelirken bana bu fırsatı veren sayın Alican Alvin Çelik kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Yazımı okuyan arkadaşlarım, abilerim, büyüklerime saygılarımı sunarım. Bir hatamız olduysa affola, radyonuz açık olsun selametle sağlıcakla...
Bu kısa yazımızda radyonun içine dışına girmek yerine genel anlamda ruhunu size yansıtmaya çalıştık. Katkılarından ötürü Çağatay Bayramoğlu'na sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Hoşçakalın.
Bu yazıya 2 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre