Bir Çığlıktır Suriye

Görmeyen gözler gördü ama gören gözler görmedi ölümü. Duymayan kulaklar, yazılanlarla duydu ama duyan kulaklar sağır oldu Suriye'ye.

Büyük patlamalar meydana geldi lakin onlardan daha büyük, daha acı bir feryat duyuldu; tıpkı insanlığın sessiz çığlığı gibi, tıpkı Halepçe sesi gibi, burası Suriye...

Çocukların çocuk olmadığı, kadınların çaresiz kaldığı, babaların enkaz altında çocuklarını topladığı yerdir Suriye... Suç malum, suçlu malum, yapılması gereken var ama yapılamıyor. Çünkü insanlık yok denilecek kadar küçülmüş ve ses çıkaramayacak kadar dilsiz olmuş. Hafızamı zorluyorum insanlık adına ve Halep'te bir patlama sonrası annenin feryadını duyuyorum:"ben artık insan örgütlerine yardım çağrısında bulunmuyorum" diyor ve devamın da şunu ekliyor, diyor ki:"görüyorum ki insani örgütler bizi insan olarak görmüyor, o zaman hayvan örgütlerine sesleniyorum bari siz yardım edin..." ve şimdi ben soruyorum bizlere:"insanlık bu kadar mı düştü..."

Neden bir çare bulunmuyor Suriye'ye, gerçekten toplum Esad'tan mı korkuyor yoksa kaderine mi bırakıldı Suriye? Toplum gerçekten ölümlere sessiz kalan İran ve Rusya destekçisi mi yoksa bilmediğimiz işler mi dönüyor toplum adına. Suriye aç, sessiz, ölümü bekleyen çocuklar, çoçuklarına ekmek bulamayan çaresiz kalan anneler, evlatlarını yitiren anneler, kardeş olduklarını bile bile savaşan gençler, Suriye çaresiz...

esadHama, Halep, İdlip çaresiz... Bir çığlıktı Suriye; sesini duyurmaya çalışan bir çığlık ama ses veren tek olgu silahtı. Camiilerin yıkıldığı, ibadethanelerin yok sayıldığı, kamu mallarının boşaldığı yerdir Suriye. Affedilir mi Suriye'ye seyirci kalan toplum... 21. yüzyılın zor göreceği diktatörlerden birine şahitlik ediyor sözde medeniyet çağını yaşayan dünya. Dört kutsal kitabın:"Bir insanlığı öldüren, bütün insanlığı öldürmüştür..." mesajını gerçekleştiren diktatörü görüyordu. Babası gibi çareyi sadece silahta arayan bir caniyi görüyorduk, ne bu caniye ne de onun zihniyetine dur diyemedik çünkü bu bir savaştı, bütün savaşlarda olduğu gibi...

Herşey tamam da ya siz, siz nasıl seyirci kalabiliyorsunuz ümmet-i Muhammed nasıl? Suriye bir çığlıksa, İslam ülkeleri sağır olan kulakların ta kendisidir. Hırpalanan ümmet oldu. Ümmet tıpkı Filistin gibi, tıpkı baharını yaşayamayan ülkeler gibi... İslam adına terör faaliyetlerini gerçekleştirenler mi koruyacak Suriye'yi... İnsanı boğazından kesip tekbir getirenler mi koruyacak Suriye'yi... Her kesimin konuşup uzlaşamadığı uluslararası örgütler mi koruyacak Suriye'yi... Derdi Kırım olup sömürüye devam eden Rusya'mı koruyacak, yoksa gücünün kanıtlamaya çalışan ve halâ benim sözüm geçer imajı sergileyen ABD mi koruyacak Suriye'yi?

Kimyasal silahlar kullanıldı ve dünyanın verdiği sert müdahale ile karşılaştı caniEsad... Denildi ki:

-bak kimyasal silahları senden alıyoruz bir daha kullanma, tamam?

-tamam kullanmam...

Burası, Suriye halkın göç etmek zorunda kaldığı, göç yollarında ölenlerin olduğu yer; Suriye.

suriye-savasTarihi kıyıma şahitlik edenleri insanlık ve Suriye halkı asla ve asla affetmeyecek. Toplu katliamların yaşandığı, değişik işkence yöntemlerin denendiği, sadistlerin uğrak bölgesi olduğu yer Suriye... Birleş artık ey insanlık; dine, dile, ırka, renge bakmadan birleş. Sadece insan olduğun için birleş... Gör zalimleri ey ümmet coğrafyası kalk ve silkelen o zalim destekçisi olan yöneticilerimiz bilsin ki, onları şikayet ediyoruz. Savaşı izleyen silah tüccarları, umuyorum ki rahatsızsınız...

Selam olsun özgürlük mücadelesi verenlere, selam olsun çocukları için mücadele eden anneler...

...ve siz... Yazık! Yazık piyon mücadelesi veren örgütlere, umuyorum ki er ya da geç doğru yolu bulacaksınız.

Yaşa! Çok yaşa Suriye'nin özgürlük mücadelesi veren büyük halkı; yaşa çok yaşa...

(Suriye'de yaşananlardan dolayı İslam'a saygısızlık, hadsizlik etmeyin, çünkü biz saygılıyız, sabırlıyız ama konu hak olan dinimiz İslam olunca çok hassas olamayacağız. İŞİD'e değinmedim çünkü sonra ki yazım İŞİD olacaktır, sonraki yazımı beklemeniz dileğiyle. Saygılarımla. )