akşam olunca bir hüzün çöküyor yüreğime
içimde bir sızı, nedenini bilmediğim bir özlemin habercisi
en mutlu gülüşlerimi bile karalıyor bu özlem
keşke bir de neye ya da kime olduğunu bilsem
hanı ılık bir yaz gecesinde
tüm marifet cırcır böceklerinde
ve ben en sevdiğim o eski sandalyede
sol yanımda uçları yıpranmış bir parça kederle bekliyorum
bekliyorum
saçlarım kovalarken zamanı
ben zamansız gelecek şeyleri bekliyorum
ve istiyorum
gönlüm ne istediğinden habersiz
heveslerim bir dalgaya kapılmış
içimde hissiz bir boşluk, varlık, aynı zamanda da yokluk
herkes bir yaşam kavgasında
adaletsiz, koşar adımlı, bağırış çağırış, mazot kokulu günlük telaşlarda
bunca gürültünün arasında
bir tatlı huzur düşer mi her birimizin payına?
tozlu kaldırımlar arasından çıkıp
ruhlarımızı havalandırsa
hatırlatsa hayatın özünü
hiç pes etmek olur mu serde?
ne de olsa ben annemin kızıyım
dün yaşananı sineye çekip
her sabaha umutla uyanacağım
umut olmadan hayat sürer mi?
öyle amaçsız insan devam eder mi, edebilir mi?
gün gelir göz yaşına sebep olanı, yine göz yaşı temizler
biliyorum, bu bekleyiş boşa değil
eksikler, zamanın buklelerine takılıp bana doğru gelecekler
belki de geldiler ve gözden kaçırdım
ya da yılları var hala, bakarsın bir de yarın...
insanın tek işi beklemek
hangimizin epeydir beklediği bir şeyler yok ki?
farkında olmasak da bu dert değil aslında
zaman öylesine sindirmiş ki bizi, artık alışmışız
boş versene
nasıl olsa beklemek bedava
Bu yazıya 1 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre