Bir yılbaşı akşamında,
Sokak lambasının altında bir çocuk.
Yeni alınan pembe çiçekli montuyla,
Yağan karın altında öylesine mutlu.
Kar gibiydi kapüşonunun ucundaki beyaz tüyler.
Yanağına her değdiğinde şımartıyordu kendini,
Mutluluğu tarif edilemez,
Mutluluğu hiçbir zaman bilinmeyecek.
Dönüp dururken sokak lambasının altında.
Kim bilir ne dilekler, ne hayaller aklının bir ucunda.
Yeni bir yıldan, dahası önündeki yeni yıllardan o kadar umutlu ki,
Şımarması bu yüzden, daha düş kırıklıkları ile tanışmamışken.
Bir yılbaşı akşamında,
Sokaktaki lambanın altında,
Dönüp duran bir çocuk, pembe çiçekli montuyla.
Ne kadar mutlu..
Yeni bir yıla girerken, yeni alınan montun yüzünden midir bilinmez?
Fazlasıyla umutlu gelecekten.
Fazlasıyla iyimser hayallerinin gerçekleşmesinden
Öyle ya; yeni montuyla bu güzel karın altında,
Böyle özgürce dönüp duruyorsa.
Neden gerçekleşmesin küçük hayalleri?
Çok bir şey mi ki istedikleri?
Mütevazı çocukluğunun, mütevazı dilekleri.
Nasılda güzeldi bembeyaz kar,
Nasılda masumdu çocuk,
Göz kapaklarına dolan karlardan tam olarak açamasa da,
Işıl ışıldı gözleri, yüreği de yerinden çıkacak gibi.
Öylece dönüp duruyordu karın altında, ışığın aydınlığında.
Bilmiyordu çocuk.
O yılbaşından sonra başka hiçbir yılbaşında kar yağmayacağını.
Dönüp duramayacağını yüzüne yüzüne gelen karın altında,
Hissedercesine bütün bunları, gitmek istemiyordu evine..
Öyle de oldu..
Ne kar yağdı yılbaşında bundan sonra,
Ne de hayaller gerçek oldu.
Pembe çiçekli montu da eskiyip çöp oldu.
Ve o şimdi kocaman bir kadın oldu.
Artık ne kurduğu hayalleri kaldı onda, ne de o masum çocukluğu…
Bu yazıya 4 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre