"Way daye way
Ez kuştim ser çiyaye way
Çima naye denge mın
Xwuşk u biraye canemin
Bibihse şina min way…"
Dili olsa da bu topraklar konuşsa, dili olsa da bu tarih konuşsa, imkan olsa da ay gece karanlığını, güneş ise gündüz gördüklerini size gösterse. Bin yıldan beridir bu bereketli topraklarda hem su aktı hem kan, gelin görün ki su verimli oldu kan ise verimsizliğe yol açtı. Gıda, mısır, pamuk vs.'nin yetişmesi gereken topraklarda askeri tesisler yapıldı, kalekollar yapıldı. "Oh ne güzel." dedik, "demek bizi koruyan bir olgu var." Devleti hep sevdiğimiz gibi sevgimizi pekiştirdik ki halen seviyoruz ama gelin görün ki o bizi koruması gereken kalekollardan, F-16'lardan üzerimize silahlar yağdı, sanki birileri o gün fermanımızı imzalamıştı. Kürt ozanı Şıwan Perver’in Halepçe ağıdındaki cümle gibi bir ferman gerçekleşti ‘fermana me Kurda’ye’…
Tarih:28.12.11
Her zaman olduğu gibi yine asker ile görüşülmüş ve gereken yerlere haber verilmiş. Irak’a gidilip mazot, yağ, şeker alınacak ve hatta dönüşte yetkililere ikram edilecek ve hatta komisyon verilecek. Buraya kadar sorun yoktu. Yol güzergahı askeri kalekola 800-900 metre uzaklıkta patika veya dağ yoluydu. 40 kişilik bir grup yola koyuldu ve Şırnak’ın Uludere ilçesinin Roboski köyünden yola çıktılar, Irak’a vardılar, mallarını katırlara yüklediler ve tekrar yola koyuldular; eve dönüş vaktiydi. Sınıra yakın bölgede adeta bir devlete saldırırcasına 4 tane F-16 uçağı hareketlendi ve dönüş yolunu bombaladılar, 34 canı bombaladılar, 34 hayatı bombaladılar… Bombaladılar. Kötü haber Roboski köyüne ulaştı, herkes şokta idi, yahu askerin haberi var, herkes biliyor nasıl olur diyerek ayakkabısız , giyinmeden koşarak olay yerine vardılar. Encü ailesinin kadınları semaya seslendiler, semaya ‘Ya Rab ew çiye ya Rab’ ey Allahım bu nedir bu! Ağıtlar semaya yükseldi, kimse suçlulara laf atmadı ya ikinci bombalandırma olursa diye. Yahu 34 can rahmet etmişti, patika yol bile ağladı ama biz iki gün sonra yılbaşında kutlamalar yaptık. Yahu 34 can, cenazeyi kaldıracak araç yoktu ya da bir türlü gelmedi. Malları yükledikleri katırları bu kez onlar için geldi, kimi canları katırlara, bazılarını traktörlere yüklediler. Kimi canların kolu bacağı yoktu onları aradılar, annelerin feryadı semayı ağlattı çocuklarını tanıyamıyorlardı, kolay mı gözünden sakındığın evladın yanlışlıkla F-16'ların bombalarına maruz kalsın. Hangi ana kabul eder bunu hey edepsizler. Canlar taşınacaktı otopsi için, tanınmayacak haldelerdi, bazı anneler çocukların kemerinden, bazıları çocuğunun yüzüne bakarak, kimileri vücutta bir ben lekesi arayarak teşhis etti. Teşhis ettiler isimleri için yoksa bütün annelerin acıları, ağıtları, feryatları ortaktı. Hepsi içindi... 34 canı binlerce kişi toprağa taşıdı ve defnedildiler. Toprak ana onları bağrına bastı, onları en iyi tanıyan toprak ‘merhaba’ dedi, amma bu 34 canın katilini hangi toprak kabul edecek, o emri veren komutanı hangi toprak kabul edecek ya Rab!.
Bu bir katliamdı, bu bir felaketti. Hatta bir aileden 28 kişi yaşamını yitirdi, o yüzden bu bir soykırımdı. Roboski katliamı bu toprakların tarihine yazıldı bir kere. Unutulmaz!. Diğerleri gibi Roboski de katliamlar tarihinde hep var olacak ve hatırlanacaktır. Ne kadar üstü örtülmeye çalışırsa çalışırsın katliamlar, idamlar, acı ve öfke bu toprakların özüne işlendi, temizlenmez artık. 28 Aralık'da Roboski’de 17’si çocuk olmak üzere 34 can yaşamını yitirdi. PKK’lı sanılarak 34 can yaşamını yitirdi. Üstelik askeri yetkililerin haberi olduğu halde, o gün, o saatte orada olduklarını bilindiğine göre PKK’lı sanılarak 34 can hayatını kaybetti.Peki sonuç ne? TSK’nın olay sonrası açıklaması; "Bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır."
3 Ocak 2012: Bölgeye giden insan hakları savunucuları, sendikacılar, doktorlar ve avukatların hazırladığı rapora göre, katliamın ardından saatlerce yardım gitmediği için donarak ölenler olmuştur.
16 Şubat: Katliam öncesinde çekilen Heron görüntülerini izleyen komisyon üyeleri "Görüntüler çok net. Göz göre göre ölmüşler" dedi. AELSAN bunu doğruladı.
11 Haziran: Soruşturmayı 1,5 yıldır yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “Taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı” Roboski katliamıyla ilgili soruşturma dosyası hakkında görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Genelkurmay Askeri Savcılığı, Roboski katliamıyla ilgili takipsizlik kararı verdi. Evet, evet dosyanın akıbetini ben de bilmiyorum. En son hatırladığım kadarıyla Anayasa Mahkemesi'ne gidilecekti. Ben buradan bir kez daha 34 canı selamlıyorum, 34 cana Rabbim’den mekanlarının cennet eylemesi diliyorum. Yakınlarına başsağlığını bir kez daha diliyorum. 3. yılında da Roboski’yi unutmadık ve unutulmasına müsaade etmeyeceğiz diyorum. Katliamlara ırk, din, dil demeden anlatmayı ve hatırlatmayı kendime kural biçtim. Roboski’nin faillerini en kısa zamanda adalet önüne çıkaracak yürekli savcılara ihtiyacımız var. Selam olsun Mezepotomya’nın suçsuz topraklarına, selam olsun adalet arayanlara ve mazlumlara. Bir kez daha suç malum, suçlu malum. Rabbim sen de biliyorsun ya suçluları, bu dünyada takipsizlik kararı verilse de sen en iyi takip edensin, sen en güzel vekilsin. Başımız sağ olsun, unutursak kalbimiz kurusun. Roboski yazımı da Roboski’de rahmet etmiş 34 cana ve yürekli kaymakam NAİF YAVUZ Beyefendiye ithaf ediyorum.
Bu yazıya 57 yorum yapıldı.
Benimde eklemek istediklerim var..
Bu Katliam hepimizin yüreğine ateş gibi düştü hepimizi derinden sarstı bizi bu kadar ağır bi şekilde yaralayan bir katliam kim bilir 34 canın yakınlarını ne denli yıkmıştır bunun ne tarifi eminim olamaz.. Ve işin en acı tarafı ise katliamın üstünün örtülme şekli hemde çok gülünç bir şekilde .. Elinde hedefi 12 den vuran istediği yerin görüntülerine istediği an ulaşan istediği her türlü donanmaya sahip olan bir ordu var ve birde bi topluluğun kim olduğunu tespit edemeyecek bir ordu var önümüzde , bu ordular çok tuhaftırki aynı ordular ve sadece istihbarat yanlışlığı denilip üstü kapatılmaya çalışılan , sorumlularına ceza verilmeyen bir dava nitekim üstüde çok net bir şekilde kapatıldı.. Yıllarca bölgede köyleri yakılıp yıkılan sürgüne zorlanan aileleri dağıtılan , diri diri yakılan insanların olduğu sayamadığımız bilmediğimiz dillendirilemyen türl türlü eziyetleri olduğu bir bölge acı ,yas , feryat bunların hiçbirinin eksik olmadığı bölgede herzaman olduğu gibi kendi acımızı kendimiz taşıyoruz ama artık okadar ağır geliyorki taşıyamıyoruz haykırıyoruz edi bese diye ama duyan yok..
Biz ölmekten bıktık artık biz insanca bir yaşam istiyoruz deyişimizde hep biraz daha öldürüldük , ÖLDÜRTÜLÜYORUZ....
Ama kimse unutmasın bu halka vurduğunuz her darbe bu halkı dahada kenetlendiriyor , bu halkın serhıldanını dahada yüceltiyor bu halka dahada güç veriyor...
Biz insanca bir yaşam istedikçe kanayan yarımızı kapatmaları yerde yaramıza basan vicdansızları Allaha havala ediyoruz.. Rabbim onlara bırakmıyacak bu yaptıklarını bu dünayda olmasa bile mahşerde bunların hesabı bir bir sorulacak ..
Roboski Katliamının 3. yılında Roboskide yaşamını yitiren Kardeşlerime , Canlarıma , Yoldaşlarıma tekrardan başsağlı Ailelerine sabır diliyorum...
ŞEHID NAMIRIN...
Bu da bizim boynumuza ahlaksızlığımızın, vurdumduymazlığımızın madalyası olsun(!)
Uludere için gelmeyen adalet halen beklenmekte, yolu gözlenmekte. Canı pahalıların kılına zarar gelince ayağa kalkan ve yargıya müdahale eden siyasileri, en azından açıklamaları ile Uludere konusunda eli kana bulanmış herkesin tek tek ortaya çıkması konusunda açıklama yapmaya, ne yapılması gerekiyorsa yapmaya davet etmek lazım belki de... Ama herkes biliyor ki gerektiği zaman ortadan kaybolmayı layıkı ile yerine getiren yüce devletimiz, bu konuda da milyonların arzularını sinelerine gömmeyi başarmıştır ve çözümsüzlüğe giden yolda elinden geleni de ardına koymayacak gibidir...
Allah, hakkın rahmetine yürüyen 34 şehidin (inşallah şehit olmuşlardır) taksiratını affetsin, mekanlarını cennet etsin. Ülke ve insanlık tarihine bu koca kara lekeyi çalanların da layıklarını buldukları günü ibret-i alem için hepimize göstersin.
Kalemine sağlık...
Ülke olarak başımız sağolsun... Bir arkadaşın da dediği gibi bu saldırı Kürtlere değil, tüm Türkiye'ye, tüm insanlara, insanlığa yapılmıştır. Değil sadece Kürtler, Türkler, tüm dünyanın ses yükseltmesi gereken bir vehamettir, faciadır ve elbette katliamdır.
Uludere!!
Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin.
Bahçesine dek gelen alevleri
Şehrayin sanan aptalın
Canı cehenneme,camlarında
Parçalanmış cesetler uçarken
Bir iğdiş incelikle çiçekleri sulayanın.
Mutfakla yatak odası arasında
Çarşılarla gövdesi bencillik hırsı
Yılgınlıkla yenilgisi arasında
Dünyayı tüketenin canı cehenneme.
Orda dağlar bir mezarlık
Bulutlar kan salkımı sular toprakta düğüm
Orda evler oda oda kanarken
Burda yeşerenin canı cehenneme.
Ey bir halkın gözyaşıyla ruhunu yıkayan kin
Ey zulümle yükselen başarı
Ölü sayısına endeksli maaş;
Uzun masallar ardında mağrur
Boynunda ölüm çanıyla oturan güç
Senin de senin de canın cehenneme
Ey sultan hamit tuğralı korucu alayları
Kardeşi kardeşe kırdıran siyaset. . .
Bir gün elbet bir gün elbet
Örter üstünü bu ağır yanlışın
Sevgiyle, yalnızca sevgiyle işlenen
Bir dal incelik,bir simli gülüş
Bir kardeş mavi.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre