İç içe geçmiş parmakları uzun ve inceydi, tırnakları bakımsız ve kırık. Biraz da kirli… Gözleri nemliydi, bir yere odaklamıştı bakışlarını. O yöne baktım, güzel mi güzel bir kadın... Beyazlamış saçlarına rağmen, yüzündeki çizgilere rağmen hala çekici bir bayandı. Adama baktım… Çökmüş, gözlerinin altı morarmış, saçları dökülmüştü. Fakat öyle bir bakıyordu ki kadına. Özlemle, tutkuyla, hüzünle...
Kadın uzakta olduğu için fark etmemişti adamın bakışlarını. Kendi halinde etrafı izliyordu. Yanında kimse yoktu onun da. Bankta oturmuş bir şeyler düşünüyordu, hayli dalgındı.
Yaşlı adam biraz daha izledi onu, sonra yüzünü kapadı derin bir of çekerek. Korktum, çünkü titriyordu. Galiba ağlıyordu. Ona doğru eğildim, ''İyi misiniz?'' diye sordum. Tepki vermedi, sadece içini çekiyordu. Oturdum yanına, bekledim biraz. Hala aynı şekilde oturuyordu. Kadınsa dikkatini bize odaklamış, bizi izliyordu. Adamın ani hareketi dikkatini çekmiş olamalıydı. Kaşlarını çattı ve kafasını çevirdi benimle gözgöze gelince.
''Ambulans çağırayım mı? Galiba rahatsızlandınız.'' diye sordum tekrar. Kafasını kaldırdı neyse ki bu defa, bana baktı. ''Gerek yok ambulansla geçecek bir şey değil bu kızım.'' dedi. Afalladım. ''Amcacığım iyi görünmüyorsunuz, dakikalardır sizi izliyorum.'' ''Gönül yorgunuyum ben, iyi görünemem zaten''dedi. Gönül yorgunu ne demekti şimdi. Tanımadığım bir adamla oturuyordum ve onunla konuşmaya çalışıyordum. Kendime de şaşırdım, onun sarf ettiği sözlere de. Tam kalkıp gidiyordum ki ''Dur bekle!'' dedi. Zaten ortalık kötüydü, korka korka oturdum yeniden. ''Şuradaki kadın var ya..'' dedi, gözünü yine o merhametle ona doğru dikerek. ''Gönül yorgunluğum orada oturuyor işte.'' dedi. Kadına baktım yeniden habersizce oturuyordu orda. Tesadüfün böylesi diye geçirdim içimden. ''Nasıl yani?'' dedim. Dudakları hafif titredi ''Severek ayrıldık, zorla evlendirdiler''dedi. İlk kez duyduğum bir şey değildi sevenleri ayırma sorunsalı. ''Sizi görmedi.'' dedim. ''Görse bile tanımaz ki artık.'' dedi. ''Bakışlarınız değişmediyse tanır amca.''dedim, bana döndü, gülümsedi. ''Ne güzel bir şey söyledin.'' dedi. Tahminim 70 yaşlarındaydı amca. Yıllar onu fazlasıyla yormuştu galiba. ''Yanına gidip oturabilirsiniz bence.'' dedim. ''Yok kızım, çoluğu çocuğu var. Karşısına çıkmak kolay iş değil.''dedi. Gözleri kenetlenmişti yine ve bu sefer kadın da bakıyordu. Şaşkınlıkla, korkuyla, üzgünlükle... İkisini öyle görünce çok duygulandım. Gözleriyle sarılıyolardı sanki birbirlerine. Kadın ayağı kalktı, adamsa kafasını bana çevirdi. ''Bakışlarım değişmemiş demek ki.''dedi. Bize doğru geliyordu kadın, yaşlı adam doğruldu oturduğu yerden, ona doğru yürüdü. Karşı karşıya duruyorlardı, hayatımda böyle güzel bakışlı yaşlı aşık hiç görmedim. Tebessümle kalktım, oradan uzaklaştım… İşleyen zamana rağmen öylece durmuş birbirlerini izliyorlardı. Umarım ikisi de yaşıyordur, çünkü aşkları hiç ölmemişti...
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre