Bazen bir 'an', bazen 'bir saat', bazen bir 'gün', bazen de bir 'ay'dır unutulmaması gereken değerlerin hatırlanması için bize verilen... Kurban Bayramı da öyledir. Birkaç gün boyunca, bazı değerleri aklımızdan çıkarmama adına bize bahşedilmiştir. Anlam itibarı ile kimilerinin söylediği gibi 'hayvan katliamı' değil, teslimiyet bilincinin ifadesi olan Kurban Bayramı'nın ilk gününü yaşıyoruz. Birçok insan 'nerde o eski bayramlar' dese de, bayramlar hâlâ güzel. Güzel görmesini bilene herşeyin güzel olduğu gibi... Zaten bayramlar eskisi kadar iyi olmasa da, unutulmamalıdır ki bayramı bayram yapan bizleriz. Kendiliğinden iyi ya da kötü olan bir kavram değildir bayramlar.

Hz. İsmail'in kurtuluşu ve Allah yolunda akıtılan ilk kanın kutlamasıdır Kurban Bayramı. Hz. İbrahim'in, çok istediği oğluna yıllar sonra kavuşmasının üzerinden birkaç yıl geçmişken rüyasında 'oğlunu Allah yolunda kurban etmesi' talebi üzerine, sorgusuz sualsiz bunu gerçekleştirmek istemesi, bu isteğine hem eşi Hz. Hatice'nin hem de oğlu Hz. İsmail'in ortak olması ve hiç karşı çıkmamasının kutlamasıdır Kurban Bayramı. Ve Allah'ın, bu ailenin teslimiyeti ve itaati sonunda, Hz. İbrahim'den bir koç kurban etmesini istemesinin yıldönümüdür...

Tabii ki Yaratan Hz. İsmail'in ölmesine müsaade etmeyecekti. Amaç, sonraki nesillere büyük bir örnek vermekti belki de... Bir Peygamber'den istenen büyük fedakarlık, ve Hz. İbrahim'in bu isteğe karşı göstermiş olduğu tavrın bize 'böyle insanlar da mı varmış?' dedirtmekti belki de... Ya da önümüze konan 'tam 12'den vurulmuş hedef'i yakalama gayreti içinde olmamız gerektiğiydi.

Neydi asıl amaç bilmesem de kesin olarak, hayvan katliamı değildi amaç. Bundan emindim. Kimilerinin iddia ettiği saçma sapan şeyler değildi. Dünya'ya geliş amacını unutan bazıları için amaç bu olsa da, öyle değildi... Kurban Bayramı'nı idrak eden, ondan gerektiği ölçüde pay çıkaranlardan olmanız dileği ile efendim...

HAYIRLI BAYRAMLAR...