Yalnızlıkla birlikte dökülürken etrafa yapbozun son parçaları gibi duygular,
Karanlığın çökmesi ve tınılarla süslenirken oda,
Bir gelin gibi karşılanmak.
Kabuslarla donatılmış soğuk duvarlar,
Arzuların ve hayallerinle dolu bir mapusta yatmak.
Anahtarı en derin duyguların içine gömülmüşken,
Kapıyı dahil bulamamak.
Dokunduğun her yerde açarken çiçek gibi hayaller,
Var olmadığın bir ortamı kurgularken zihnin,
Yalanlar içinde yüzen bir teknede açılmak gibi hayat.
Gecenin azabı güneş gibi doğarken en tepeden,
Rüyalar perde alırken sahnede,
Suratındaki masum gülümseme örterken kötülüğü,
Zerre vicdan gurur gibi fırlarken yerinden,
Suskunluğun bıçak gibi kestiği,
Suretlerin alaycı bakışları ve sahtekar tavırları,
En korkulu kabusun terletmesi kadar gerçek,
Ve bir o kadar da sahte bir hayattaa var olmak gibi.
Kanunun tek maddesi acı,
Yetişen meyve mutsuzluk tadında,
Hava parçalı göz yaşı,
Ve somurtan bir doğa,
Yenilgilerle yosun tutmuş denizler,
Keşkelerle açılan sandallara takılan pişmanlıklar gibi balıklar.
Gün batarken,
Gölgesi tam önüme düşen ağaç,
Boğazımda üç düğüm atılmış kalınca ve yarı aşınmış halat.
Gözlerimde ve kalbimde anın heyecanı belirmişken,
Ölüme gülümsemek ve azrailin önünde saygıyla eğilmek gibi hayat.
Bu yazıya 4 yorum yapıldı.
Yetişen meyve mutsuzluk tadında,
Hava parçalı göz yaşı,
Ve somurtan bir doğa,
Yenilgilerle yosun tutmuş denizler,
Keşkelerle açılan sandallara takılan pişmanlıklar gibi balıklar." Benzetmelerin muazzam.
Dilerim ölüme gülümsemek ve Azrail'in önünde eğilmek için yeterince vaktimiz olur. Kalemine sağlık..
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre