Benliğimi alıp götürdü yine sazımın ince sesi
"Hey gidi koca dünya" dedim içimden,
Meğer nelere kadirmişsin sen...
Öyle deme. Çok gördük geçirdik biz de
Yetmişlik nineler gibi sayende
Üç günde tersine döndün mesela.
Üç gün; cinayetlerin silinmesi için hafızalardan,
Yeterli bir zaman dilimiydi aslında
Daha cenneti ayaklarına sermemişken Rabb'im
Bir kızın daha yaktın hayallerini acımasızca
Ve kader demeye hakkı yoktu zihni fukaraların.
Çünkü alın yazısından başka bildikleri yoktu bu insanların
Ahseni takvimse bize verilen en güzel hediye
Ve toprak olmayacaksak öldükten sonra,
Ne gerek var hayatımızı "ya leyteni" lerle doldurmaya
Ne gerek var insan olduğumuz için utanmaya,
Bize dokunmayan yılana bin yıl ömür biçip alkışlamaya.
Hey gidi dünya! Zehir her yanını çepeçevre kuşatmış
Farkında değilsin, uyuyanlar çoktan uyanmış.
Dayısına giderken diri diri toprağına gömülürken kızlar,
Şimdi ölüsünü bulan annenin bile yüreği şükürle çarpar.
İkrârına kurban olduğum sükût, gel sen de söyle,
Dursun dünya, bu kadar dönen varken kâlu belâdan
Rabb'ine sığınsın, dilsiz şeytanlara pervane olanlardan
Çevirsin yüzünü anneyi evlatsız, evladı annesiz bırakandan...
Bu yazıya 11 yorum yapıldı.
Yüreğine sağlık Kinaye Hanım. Yine çok beğendim şiirini ;)
Bir beyit vardı...
"dünya üç günlük dünya düşmeden önce bitab
ahir dememek çün ya leyteni küntü türab"
O geldi aklıma okurken. Kaleminize sağlık.
"Hey gidi koca dünya, meğer nelere kadirmişsin sen."
Rabb'ine sığınsın, dilsiz şeytanlara pervane olanlardan" Müthiş bir yorum kaleminize sağlık...
Söz senetti eskiden, şimdilerde ise kıymeti harbiyesi kalmadı ahde vefanın. Dönen dünyayla beraber döner oldu insan... Ama unutulan bir gerçek var bu dönüşün sonu "Ahse-i Takvimden Esfeli Safiline" çıkar... Rabbim bizi dönen dünyanın cazibesinden uzak tutsun, verdiğimiz sözlerimizi yerine getirmemiz için bize güç kuvvet ve azim versin. Elest bezmindeki sözümüze vefalı kılsın... Amin...
Ne de kalemin mürekkebi,
Nefes alırken beş dakika önce bu canlar,
Bilinmez sonrasında ölüm gelir mi.
Hazır mıyız, nazır mıyız karşısına çıkmaya,
Düşünülmez, uğraşılmaz.
Ya Râb,
Sonsuz merhametinden haberdarız,
Bağışla, affet dünyanın kıymetini bilmeyen,
Nefsine yenik düşen bu kalpleri,
Emanetine sahip çıkamayan bizleri..
Yetiştiremedik çocuklarımızı terbiyeyle,
Saygıyı öğretemedik bin bir türlü bahanelerle,
Sevgi zaten kayıplarda,
Daldık dünyanın zevklerine..
Bir çocuk,
Bir ananın , babanın meyvesi olan bir çocuk..
Yaşamın, yaşamanın henüz başındayken,
Sevgiyi, hüznü, mutluluğu, elemi öğrenemeden daha,
Koruyamadık, kollayamayadık.
Anne..
Kızının yolunu bekleyen,
Uğruna canını verecek olan Anne..
-ki o Anne, büyük lütuflarla donatılmış,
Cennet ayaklarının altında..
Nasıl da ağlıyor bir köşede,
Lanetler yağdırıyor peşin sıra yapılan bu vahşete..
Hele o Baba..
Dilden düşmüyor "Allah" adı,
Ağlarken kendi kızına,
Hayrete düşürüyor bizleri şu kelamı;
"Allah benim kızıma bunu yapanların ana babasına da yardımcı olsun"
Ya Râb,
Merhamet hissini yerleştir kalplerimize,
Nefsimizi kontrol etme yetisini,
Gözlerimizin , dilimizin iyiye yönelmesini,
Ellerimizin helale uzanmasını nasip eyle.
Ve her seferinde, ölüm anında dahi bizlere ;
"Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü" dedirtmeyi nasip eyle..
Birde yorumunuzda topak Olmayı dilemek yürüdüğün yoldan geri dönmek demek demişsiniz aslında yürüdüğün yolun ne olduğunun daha da farkına varmak değil mi? Halifelerin ilkten sonra geleni de keşke kuş olsaydım bir saman olsaydım sözünü bu sebeple söylemiyor mu?
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre