eski köprü

Ne gariptir betondan yapılmış yapılarda güvende hissederiz kendimizi.

Sadece işimiz düşünce selam veririz,

Dost diye bildiklerimize.

Aslında o beton ve tahta köprülerden daha eskimiş,

Dostluklar.

Yanliş anlamayın, 

Eski derken, dostluğumuz değil

O üzerine basıp gectiğimiz köprüler, kale gibi gördüğümüz evlerimiz değil,

Dostluk....

Sadece modası geçmiş bir elbise gibi şimdilerde.

Dün sana yakın olan bugün sana çok uzakta değil mi?

Dün sırrını verip, üzüldüğünde omzuna yaslandığın,

Bugün mezar taşın.

Kaç senelik tahta köprülerden geçtik yıkılmadı, ne fırtınalar görmüş belki

İnadına "ben yıkılmayacağım" dercesine...

Neden dostluklarımız moda gibi acaba,

Bugünü düsünüp yarını yok.

Dostun değil mi ki sen düşünce yanında olan,

Sen başarınca, senden daha fazla mutlu olan (kıskanan) değil.

Sana köprü olan, sen yorulduğunda o değil mi sırtlayan...

O değil miydi?

Hani evde yalnızsındır, kapıyı iyice kilitlersin,

Güvende olduğunu bilmek için....


Dostluk nerde peki şimdi,

Sadece her gün çekildiğimiz fotoğraflarda mı yoksa,

Büyüklerim hep anlatırdı, o gün fotoğraf çekileceğiz diye neler geldi başımıza

Anlata anlata bitiremezlerdi.

Şimdi hangi anımız var ki bizim, her dakika fotograf çekiliyoruz?

Şu üç günlük dünyada,

Dost dediğimizi üç gün geçmeden siliyoruz...