“Teröriste geç, avukata dur.” (1) İşte atılan başlıklardan biri... Oysa, o iki “teröristin” biri cüppesi ile diğeri de avukat kılığında, “avukatların kullandığı çanta” ile geçmemiş miydi? Evet aynen de öyle geçmişlerdi. “Avukatlığı” kullanarak. Peki, “teröristin içeri girmesine”, bu katli yapmasına gerçekten karşı iseniz, neden şimdi “avukatların aranmasına karşı” çıkıyor, manşetlerden veriyorsunuz? Samimi değilsiniz…
“Aranmadan geçenlerden birinin” gerçekten “avukat olmadığının” ve “silahı olmadığının” garantisini verebilir misiniz?
Elbette, ben de gerekli – gereksiz, hukuksuz bir şekilde aranmak falan istemem, hoşuma gitmez. Ama, bu, aranmaya itiraz etmemi gerektirmez. Nasıl ki “havaalanında”, kemer ve benzeri de çıkarıldığı, kontrol edildiği gibi…
Hiçbir meslek grubu 100 de 100 iyi niyetli, suç işlemeyeceği garanti edilemez. İçinden birkaç tane çıkabilir. Zaten kontrolün de mantığı, “o birkaç kişiyi” bulabilmek değil mi?
Havaalanı örneğine dönecek olursak, mesela, “HACCA gidiyorum ben”, estağfirullah, beni niye arıyorsunuz, buna ne hakkınız var diyen var mı?
“Arama ve kontrol” elbette insanları zora sokmak, taciz etmek için değildir, OLMAMALIDIR da. Ama “elbiseden, tipten, MESLEKTEN dolayı “kontrol edilmesin” deniyorsa, yılda, 10 yılda 1 de olsa, olacak olan olayların hesabını “kim” verecek?
Çağlayan Adliyesi gibi yerlerde, gerekli kontrol yapılmıyor ise vebaldir, yanlıştır… Bu kuruma bile terörist giriyorsa, “AVUKATLIK” etiketiyle girebiliyorsa, bu elbette düşündürücüdür, önlem (önlem alırken, “günün heyecanı” ile değil, yıllarca uygulanabilecek biçimde, “toplumun genelinin” tasvip edebileceği önlemler) alınması gereklidir. Yoksa, vatandaş şu soruyu sorar: “Benim devletim, hükümetim, Savcısını, Adalet Sarayı’nda bile koruyamıyor mu?”
Çünkü, vurulan yer bir yol değil, bir restoran değil… Adalet Sarayı!
Elbette “düğmeye basılmış olabilir.”
Elbette, "fikren ve fiilen öldürmeyi mubah" gören, görev gören, hatta kahramanlık gören örgütler 73’lerden beri vardı, yine var…
Kriz isteyen, hükümetin, “hükmedememesini” isteyen kişi ve kesimler vardır…
Zaten, tam da bu sebeplerle, “güvenlikte açıktan, ZAFİYETTEN, ihmalden bahsedilemeyecek şekilde tedbirler alınmalı…
Bu arada tedbir, önlem isteyelim, eleştirelim de - TERÖRİSTE terörist diyemeyen(2), “demeyen” birilerinin yaptığı gibi – TERÖRİSTLERİN (onlara talimat verenlerin, koruyan kollayan ülkelerin) hiç mi suçu yok? İşin bu tarafına dikkat etmemek “saflık” olur. Ve bu olayın bu tarafının “gözden kaçırmak”, gerilere atmak, hatta hiç nazara vermemek “ne olur” onu da siz söyleyin!
(1)03.04.2015 tarihli Aydınlık Gazetesi Manşeti.
(2)http://www.haber7.com/unlulerin-dunyasi/haber/1335369-tarik-akandan-skandal-cevap
Bu yazıya 6 yorum yapıldı.
Olayın mesuliyetini üzerinden atmak için birileri rehinenin dahi öldüğü operasyona başarılı diyor. Sonra da avukatları hedef gösteriyor bir nevi. Bu operasyon başarılıysa eğer, azalmasın yetkiler. Nasıl olsa terör eylemlerini başarılı şekilde devletimiz sonlandırıyor. Gördük yani değil mi ülke olarak?
Yok, operasyon başarısızsa -ki bunu akıl sahibi herkes görebilir- o zaman birileri bu olayın sorumluluğunu alsın. Tutup da avukatlara atmasın. He hata kabul edilir, hatalı kimse bulmaya çalışılır, ondan sonra ne yapıyorsan yap.
Allah rızası için şimdi özel güvenlik firmalarını babam getirmedi. Bu adamlar çıkardı bu özel güvenlik işini. Şimdi de kendileri kaldırıyor. Yani ben bu meselenin neresinden tutarsam tutayım, sorumlu olan, vicdanı parçalanması, bu işin ızdırabını duyması gereken insanların topu başka yerlere atmaya çalıştığını görüyorum.
Teröriste terörist diyorum. Ama bu örgütü hiç yoktan tekrar yeşertenleri de görüyorum. İhmalkarlıklarını başkalarına yama etmeye çalışanları da... Ülkede akıl almaz olaylar yaşanıyor ama akla hayale gelmeyecek suçlular üretiliyor. El insaf. Bir gün karanlığa gömülmüş memleketin kabahatsiz enerji bakanlığı, adalet sarayında savcısını koruyamayan adalet bakanlığımız var bizim.
Rica ederim. Şu ihmalkarlıkları artık görelim.
Yazınızın son kısmına da katılamıyorum. Teröristin ve teröriste terörist diyemeyenlerin hiç mi suçu yok demişsiniz. Var tabi ki. Var da herkes kendi vazifesini icra ediyor. Şimdi terörist niye teröristlik yapıyor oturup onu mu konuşalım. Herkesin işini yapması gerekmez mi? Zaten şu an devlette bu zihniyet hakim. Herşey için birileri suçlanıyor. Ben şimdi terörist suçlu diye onu engellemesi gerekene "neden engelleyemedin? hadi engelleyemedin, neden sorumluluğu üstüne almak yerine topu başka yerlere atmaya çalışıyorsun" diyemeyecek miyim mesela?
Devleti kutsamayalım bu kadar rica ediyorum. Bu yapının görevi vatandaşını korumaktır. Koruyamıyorsa neden koruyamadığını oturup konuşmamız lazım. Yoksa dünyanın her yerinde terörist teröristliğini yapar elbette.
Yorum için teşekkür ederim.
Yazıya konan fotoğraf bence bir bir bakış acısını yansitmakta.
Bir tercihi, bir okumayı yansitmaktadir.
Elbette bu olay vesile edilerek AVUKATLARIN hakları sinirlandirilamaz. AMA boyle bir binanin guvenligi icin her meslekten kisi de kapida kontrol edilebilir. Bundan gocunmaya gerek de yok bence.
Kontrol bir kere bile yapilmayip bu tür bir olay olduğunda aaramayanlar elbetteki konusulacak, isin ucu hukumete de gidecektir.
ANCAK guvenlik kontrolune hemen ertesi gün karşı çıkmak nasıl bir şeydir.
Hem zafiyet var diyelim
Hem aramaya karşı cikalim!
Bakis acisi dedim ya...
Ben olsam fotografa devleti temsil eden bir figur
bir de terorizmi temsil eden bir figur koyardim. Sadece avukatların sira kuyruğu ile ilgili fotograf bence eksik olmuş.
Hayırlı günler dilerim. ..
Bu arada bir konuda sizi çok takdir ediyorum. Ne olursa olsun üslubunuz aynı. Cidden teşekkür ederim.
Ben fotoğrafı yanlış anladım...
Devlet de kendi eksigini görmeli .
Elbette devlet de kisilerden ibarettir. Ve kisilerin de eksiği olabilir...
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre