Karşımda duran,
Ey uçsuz bucaksız deniz !
Tenimi usul usul okşayan Rüzgar !
Hafifte tenimi ısıtan Güneş !
Sesleniyorum size. Sesimi duyar mısınız? Ya yüreği mi? Kim ısıtacak onu da söyler misiniz? Hani duyamıyorum sesinizi! Neden cevap vermiyorsunuz? Anlaşıldı konuşmayacaksınız siz de... O zaman konuşma sırası bende yine... Ey Deniz, Rüzgar ve Güneş! Karşımda duran dalgalara benzetirim kendimi. Hatta dalgalardaki köpüklere... Hani dalgalar bir oyana bir bu yana savruluyor ya işte bir hamle yapıp vuruyor kendini kıyalara! Ve sonra git gide dağıtıyor kendini, denizdeki sulara...
Hiç dağılınca toparlanan dalga köpüklerini gördünüz mü siz? Çünkü zaten tekrar yenisi geliyor ve çarpıyor kıyılara... Kim bilir onlar hangi koylara gitmişlerdir. Hayatta böyle değil midir? İnsan bir şeye toslayınca toparlanması bir dalga köpüğü kadar sonsuz değil midir? Veya bir martının suya dalıp çıkması gibi... Aslında insan bir martı bir dalga gibidir... Ya kendini, kıyalara çarpıp sonra bilinmezlik koylarına gider ya da bir batar bir çıkar... Şöyle de diyebilir miyiz? Şu uçsuz bucaksız olan deniz hayata, dalgalar da insanlara tekabül eder. Evet diyebiliriz.
Hayat bizi nereye sürüklerse o yöne çeviririz kendimizi... Ama dalgaların da kendine göre belli bir ritmi vardır fakat bazen dalgalar da, rüzgarlara karşı koyamaz kendini... Rüzgar hafif hafif eser, dalgalar hafif hafif süzülür... Önce kendine alıştırır sonra hafif hafif yerini fırtınalı anlara bırakır... Öyle bir ana gelir ki kasırganın ellerinde bulur kendisini... İşte o anda dalgalar da neye uğradığını şaşırır... Rüzgar alıştırmıştır onu fırtınaya, kasırgaya... İşte dalgalar karşımdaki koyda, ya rüzgar kim bilir hangi diyarlarda... Kim bilir kimin tenine usul usul dokunuyor, kim bilir hangi dalgaları kendine alıştırıyor! İşte buradadır dalgalar, rüzgar gelse yine savulur, savruldukça fırtınalı zamanlarını hatırlar, hatırladıkça karşı koyamaz Rüzgarlara... Her halükarda zafer Rüzgarındır. Yenilmek midir Dalgalarınkisi de! İşte soruyorum SANA !
Sen Bana yangın olsaydın beni sana rüzgar olurdum.
Ben sana çöl olsaydım sen bana su olur muydun?
Bu yazıya 2 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre