Herhangi bir yerde otururken veya başını yastığa koyduğun zaman, ileride benim yaşlandığımı ve elden ayaktan kesilip sana muhtaç kalacağımı düşünürsen lütfen benden tiksinme… Beni anlamaya çalış ve Yüce Mevla’dan sabır istemeyi unutma…
Yemek yemeye çalışırken, nimeti elime yüzüme bulaştırıp üstümü kirletirsem ve elbisemi değiştirecek takatim olmazsa eğer, bana bağırıp kızma olur mu? Dedim ya lütfen sabırlı ol. Sen küçükken, sana yemek yedirmek için yaptığım türlü oyunlar aklına gelsin ya da sana bir şeyler öğretmek için seninle ilgilendiğim, eğlendiğim, kızdığım, üzüldüğüm zamanlar aklına gelsin. Ve şunu da sakın unutma ki; en sinirli olduğum anda bile seni kapı dışarı koymadım, gidip çocuk esirgeme yuvalarına bırakmadım, seninle ilgilenmemezlik yapmadım.
Sana bir şeyler anlatmaya çalıştığımda sürekli aynı kelimeleri, aynı cümleleri bozuk plak gibi tekrarlarsam yine de sözümü kesme ve beni sonuna kadar dinle, aksi takdirde, lütfen senin annen olduğumu unutup da bana bağırıp kızma olur mu? Ve şunu da sakın unutma ki; sen daha el kadarken, gece odana girip yatağına uzandığımda en sevdiğin hikayeyi sırf sen istediğin için hiç usanmadan tekrar tekrar okumak zorunda kalıyordum.
Beni az çok tanırsın oğlum/kızım, kirli kalmayı hiç sevmezdim gençliğimde ve orta yaş hallerimde. Eğer senden beni banyo yaptırmanı istersem sakın beni aşağılayıcı sözler söyleyip de utandırma ya da rencide etme olur mu? Ve şunu da sakın unutma ki; banyo yapmak istediğin zaman seni utandırmıyordum hatta seni banyoya götürmek için yaptığım komiklikler, eğlenceler, şakalar, oyunlar bile oluyordu.
Yaşımın ilerlemesi nedeniyle muhtemelen unutkanlık baş gösterecektir. Eğer ne dediğimi unutursam yahut karşılıklı diyaloglarımızda ipin ucunu kaçırıp sözü, hiç alakası olmayan başka bir takım yerlere götürürsem, lütfen benim senden yaşça büyük olduğumu unutup da bana ağza alınmayacak sözler söyleme olur mu? O gün geldiğinde senden ricam, ne diyeceğimi hatırlamam için bana zaman tanıman. Ve şunu da sakın unutma ki; cümle kurmaya yeni başladığın zamanlarda eşyaları, isimleri, nesneleri birbirleriyle karıştırdığın da sana kesinlikle bağırıp da “neden eşyaların isimlerini aklında tutamıyorsun. Yoksa aptal mısın?” diye karşılık vermedim.
Gün gelirde -illaki gelecek- herhangi bir şey hakkında kendi fikirlerimi söylediğimde lütfen bana baskı kurup da “ben ne diyorsam o olacak” deme ve elinden geldiğince benim fikirlerime ve düşüncelerime saygılı olmaya çalış olur mu? Ve şunu da sakın unutma ki; ben hiçbir zaman sana, “ille de benim dediğim mesleği okuyacaksın. Yoksa kafanı kırarım. Ben ne dersem o olacak” demedim. Hep senin fikirlerine ve düşüncelerine saygılı oldum. Şu an geldiğin konuma benim baskılarım veya kararlarım yüzünden değil aksine kendi kararların sayesinde geldin.
Evde oturup, dışarıyı pencereden izlemekten sıkılırsam ve gezmek istediğim yerlere sizlerle birlikte gitmek isteyecek olursam, sakın bana bağırıp da “yaşlı başlı kadınsın otur oturduğun yerde. Bu yaştan sonra ne gezmesiymiş bu” deyip de kalbimi parçalama olur mu? Ve şunu da sakın unutma ki; küçükken bir yerlere gitmek istediğiniz de hep benimle birlikte gitmek isterdiniz, benimle gezmeyi çok severdiniz. Aynı şekilde bende sizinle beraber gezmeye bayılırdım. Siz gelmeyince ya da siz olmadan bir yerlere gittiğimde hiç keyif alamazdım. Ana yüreği işte, siz eğlenmeyince, yemeyince, giymeyince bende bunlardan kendimi mahrum bırakıyordum.
Bedenimi taşımakta olan yaşlı ve hantal bacaklarım yürümeme, adım atmama izin vermediğinde bana o öpüp okşadığım, sıcaklığını bütün vücudum da hissettiğim ellerini ver olur mu? Ve şunu da sakın unutma ki; yeni yeni adım atmaya başladığın zamanlarda, ayağa kalkıp dimdik yürüyebilmek için sana destek olacak birilerini arıyordun. İşte o an hiç düşünmeden o eli sana ben uzattım.
Oğlum/kızım, Yüce Mevla’nın bana paha biçilemez hediyesi evlatlarım. Bir gün er ya da geç anlayacaksınız; ister istemez yapmış olduğum hatalarıma rağmen, sizler için sürekli iyi olanı yapmaya ve gerçekleştirmeye çalıştığımı. Ne kadar başarabildim bilmiyorum ama Allah biliyor ki o yönden içim rahat. Ben bana gereken görevi fazlasıyla yerine getirdiğime inanıyorum. Ey kızım/oğlum, kendini benim yanımda hiçbir zaman güçsüz, aciz, yardıma muhtaç, üzgün ya da kırgın hissetme olur mu? Ben her zaman ama her zaman, şartlar ne olursa olsun senin yanındayım. Senden ricam senin de benim yanımda olup bana destek çıkman.
Ben sana neleri nasıl yapman gerektiğini, nasıl biri olman gerektiğini gösterdim; şık giyinmeyi, mübarek din İslam’ı, hayatla nasıl mücadele edebileceğini, adaleti, merhameti, sevmeyi, saymayı, kızmayı, üzülmeyi aklına gelen her şeyi… Öğrettim öğretmesine de şimdi sende onlardan eser kaldı mı kalmadı mı yalnız Allah bilir.
Yürümeme, son anlarımı mutlu geçirmeme yardımcı ol; sabır ve sevgi ile… Benim için yaptıklarını sadece bir gülümseme ve dualarıma her zaman seni katarak ödeyebilirim ancak. Ve şunu da sakın ama sakın unutma ki; ben seni her zaman sevdim ve hala daha seviyorum. Allahaısmarladık gözümün nuru, yaşama kaynağım, elim, kolum, ayağım, kalbim, Rabbimin bana en büyük mükafatı…
Bu yazıya 0 yorum yapıldı.
Hey Sen! Hadi yorum yap...
Cevap yazdığın kullanıcı: Fatih Emre